Bir Zamanlar Oyuncu Olmak Adlı Nostaljik Bir Yolculuğa Çıkıyoruz
Bugün, evinde PS4 ya da Xbox One olanlar, en kötü bunların olduğu kafeye gidip oyun oynayanlar korku hikayesi gibi gelebilecek bir şeyden bahsedeceğiz. Çok değil, 15-20 sene önce oyun oynamak isteyenler o kadar kısıtlı imkanlarda ve yokluk içinde bunu yapıyorlardı ki, şu an da bize sorsanız, karne ile ekmek almayı tercihe deriz heralde. Öyle de olsa, koca bir neslin gözü hala o günleri arıyor. Ne kaçırmış olabiliriz ki diyorsanız? Aslında hiçbir şey… Ama yine de yeni nesil oyunculara anlatacak şeylerimiz var. Buradan buyrun:
Arcade salonları
O devasa makineler, o sigara dumanı, kalabalık, bir oyun oynayabilmek için beklenen 45 dakikalık sıra, o günü de sıkılmadan kurtaracağınızı müjdelejen cepteki jetonun şıkırtısı… İşte bunların hepsi Arcade salonlarının eseriydi. Ve elbette ki atari sahibi… Bugünün gelişmiş Avrupa kültüründe, belki de “çocuk istismarı” suçundan leblebi gibi tutuklanacak bu amcalar, o gün için “jetonu olmayan kalabalık etmesin” diye salondan çocuk ayıklar; 5 jeton alana bir tane bedava vererek umut tacirliğinden de geri kalmazdı.
8bit oyunlar
O dönemlerde durumu iyi olan ailelerin çocukları Nintendo ya da Commodore 64 oynardı. Durumu olmayanlar da Gameboy ya da Atari… Bunların ikisini de alamayan, soluğu zaten yukarıda anlattığımız yerde alırdı. Hepsinin ortak noktası; zamanın teknolojisi ile yapılan 8 bit oyunlar. Evet, 8 bit oyun ve 8 bit müzik vardı…
Star Wars’taki “Force”un, o günlerde çocuğu dışarıda sürtmesin diye eve Commodore 64 alan annelerden geldiği iddia edilir. Plan başarılıdır. Çocuk dışarıda sürtmez. Ancak bu sefer de bütün dışarıyı eve toplamıştır. Anne de bu durumda nüfusu kontrol altına almak için “oğlum bak hadi annen evde bekliyor seni” “oğlum sen acıkmadın mı eve gitsene” “baban işten dönmüştür kızar şimdi” gibi basit manipulasyon yöntemleri uygulayarak bugün modern anlamda “force” denilen şeyi icat etmiştir. 9999999 in 1 atari kasetleri
9999999in1 atari kasetleri
Bir çocuğun yaşadığı ilk büyük hayal kırıklığının sebebidir bu kasetler. Bir çocuğun maruz kaldığı ilk kapital yalan, ilk hayal kırıklığıdır. Çünkü kasedin içinde 7 tane oyun vardır, kalan oyunlar da o oyunların, o günün teknolojisinde çipçirkin ve farklı yöntemlerle yeni oyun diye kakalanmasıdır. Çarşıdan aldım 999999 tane, eve geldim 7. Nedir? Budur. Ha, aynı oyunun pembe gibi olan ama mora çalanını farklı oyun diye inanıp oynayan da var mıydı? Vardı… Onlar zaten şu sıra Fadıl Akgündüz’e dolandırılmakla meşguller, hiç girmeyelim o kısma.
CD’ye oyun çektirmek
Bu uygulama, günümüze nispeten daha yakın bir nesli ilgilendiriyor. Ama en kötüsü şu an 29 yaşında ya… Neyse… Yukarıdaki 9999in1 vakasını yaşayan arkadaş, biraz büyüdüğünde işin çakallığına giriyor ve kapitalizmden intikamını alıyor. N’apıyor? Oyunun orijinali varken, her ilçenin en çirkin pasajının en alt katının en görünmeyen köşesinde olan bir bilgisayarcıya gidiyor ve “Abi Need For Speed Underground” çeker misin şu CD’ye?” diyerek sektöre darbeyi vuruyor. 40’a alacağına 1 veriyor. İşte büyümek, hatalardan ders almak da böyle bir şey…
Bir de bu şekilde işi bir adım öteye götürenler de var.
Atari kablosunu saklayan anneler
Gözleri dolanlar yazının devamını okumasın… Senaryo belli, zorla eve aldırılan yeni atarı, harcanan saatler, yapılmayan ödevler, aç acına bütün gün oyun oynayan çocuk, evdeki tek televizyon ve 6 saattir çocuğu eğlensin diye televizyon ekranındaki o saçma sapan şeylere bakan ve haber seyretmek isteyen aşırı sinirli baba… Ya çocuk dayak yiyecek, ya baba evi terk edecek… Anne de hemen içgüdülerine sığınır, bütün dünya annelerinin aklına gelen ilk şeyi yapar. Atarinin televizyona bağlandığı scart girişi artık koyduğunuz yerde değildir. Hepsinin nasıl aynı refleksi sergilediği de, geçtiğimiz senelerde yapılan bir araştırma ile ortaya çıktı. Yuva dağılmasın diye, eski çağlardan bugüne gelen X kromozomu ile taşınan bir refleksmiş meğer.
Kasete üfleyip geri takmak
Sabah olmuş, heyecanla kalkıp televizyonun başına geçiyorsunuz. Atariyi çalıştırıp dün yarım kalan Tank 90’a kaldığınız yerden devam etmek istiyorsunuz. Hoop, kaset çalışmıyor! İşte Türk mühendisliği ve zekası burada devreye giriyor. Kapa aç! Olmazsa kaseti çıkar, içine üfle ve geri tak. Böyle bir mutluluk, böyle bir başarı hissi olamaz! Tüm müdahalelere rağmen çalışmayan kasetler de, takasta arkadaşa kitlemek üzere saklanır; “olm asıl bu kaset süper ya ver sendekini al bunu” diyerek çocuğu yalana ve dolayısı ile hayata hazırlardı…Win&win
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et