GTA, Counter, Max Payne… Bir Nesli İnternet Cafelere Kitlemiş 10 Oyun
Bir zamanlar "masa 3’ü 2 milyonluk açar mısın?" derdik. Hemen yan masamızda izne çıkmış asker MSN’de ailesiyle görüşür, biz de yanında tuhaf bir şekilde Counter-Strike oynardık. 3 masa ötede ekran yapan arkadaşa sinirlenir oyunu bırakırdık. O zamanlar buraların adı "game area", "eSpor center" falan değildi. İnternet cafe gibi internet cafeydi… Biz de buralarda zaman geçirebilmek için okul harçlığımızdan ve kimi derslerden feragat eder, aç acına 2 el Warcraft oynamaya giderdik. Aradan 15 küsür sene geçti. Çok şey değişti ama internet cafede oynamanın tadı hala bir başka. Peki o yıllarda ne oynuyorduk? Gelin hatırlayalım tekrar…
1. GTA Vice City
"Açık uçlu oyun" türünü bir nesle sevdirmiş en başarılı oyunlardan biriydi. Oyunun müdavimlerinin, görev harici her türlü itliği yapmak, en az 3 çeşit hile kullanmak ve saçma bir sebepten ölünce küfür dağarcığını masaya dökmek gibi default özellikleri vardı. Çok oynandı, epey oynandı, cüzdanlarda para bırakmadı…
2. Max Payne
Bir Matrix bir Max Payne… 3. şahıs aksiyon oyunları tarihinde önemli bir yeri vardı bu iki oyunun. En azından internet cafelerde. Ağır çekimde dövüş sahneleri, mermilerden kaçmalar, tek başına bir sürü takım elbiseli adamı dövmek falan oldukça keyifliydi. Seni de unutmadık Max…
3. Age Of Empires
Kendisinden uzun uzun bahsetmemize gerek yok sanırım. Strateji oyunlarının en önemli örneklerinden biri. Tabii Red Alert ve Stronghold Crusader’ı unutursak kalbimiz kurusun. Strateji, savaş taktiği, arkadaşlara “nası koyduk ama” deme keyfi… Her şey bu oyunlarda vardı. Age Of’da hiç hile kullanmasak da bir kere “Aegis” yazmışızdır ama. Kim bekleyecek sabaha kadar topçu birliğini, dikilen camiiyi…
4. Counter-Strike
Listemizin ağır topuna geldik. Rekorlar kitabına giren bir oyundur kendisi. En uzun süre en aktif kullanıcı sayısına sahip olan FPS oyunu. Bir senaryosu yok, oyunun kuralları da gayet basit. Fakat 17 senedir hiç sıkılmadan biz kurduk C4’ü onlar çözdü. Oyunun evrim sürecinde aynı kalan şeyse geri zekalı rehinelerdi…
5. Half-Life
Kafasında vana olan kel adamla ölümsüzleşen oyun: Half-Life. Tamamen düz mekanikleri ve süper yaratıcı silahları ile oldukça keyifli bir oyundu. Okul çıkışında koşarak cafeye gider “Mehmet Crossfire aç da birkaç oyun atak la” derdik. Toplu oynamak güzel olurdu. Bazı korkak arkadaşlar “Süpürge almak yasak beyler” derdi fakat biz alırdık. Kaynak makinesi de benim favorimdir…
6. Midtown Madness
Flatout, Carmageddon grubunda başarılı oyunlardan biriydi. Amaçsızlığın, işsizliğin dibine vurmak için oynardık. Araba kesmez otobüs alırdık, şehirde dokanmadık adam bırakmazdık. Bu da arkadaşlarla birlikte oynanınca keyifli olan oyunlar grubundaydı. O yüzden okul çıkışı ya Need For Speed oynardık ya da bunu. Sonra 2’si ve 3.’sü çıktı ama biz hep ilkinde kaldık…
7. Crazy Taxi
GTA, Midtown Madness kafasındaki pek çok arkadaşın oynadığı bir oyundu. Kural tanımadan itlik, uğursuzluk yapabileceğiniz başarılı oyunlardan biriydi. Müşteriyi alır gideceği yere bırakmak için şehri birbirine katardık. En güzeli de rampalardı. Rampayı gördün mü gaza basacaksın abi ehehe. Kimi zaman iyi tarafımıza gelirdi ve müşteriyi mutlu etmeye çalışırdık. Ama genelde kuralları biz koyardık…
8. Need For Speed 2SE
Uzun bir süre araba yarışlarında en iyisi oydu. Tüm arkadaşlarım FRZ2000 ile işin hile hurdasındayken ben McLaren’den vazgeçemiyordum. Bir tane Ferrari vardı o da ağır dönüyordu, geç hızlanıyordu. Multiplayer oynamanın tadı bir başkaydı. Zaten multiplayer oynamadıysanız bir tarafınızın eksik olması lazım şu an…
9. Warcraft
Blizzard’ın o efsanevi dünyası ile ilk tanıştığımız yıllardır. Warcraft evreni, bitmek bilmeyen hikayeleri ve karakterleri ile bir anda büyülemişti bizi. Tabii oyunu oynamak dışında biraz okuyup araştıranlar için durum böyleydi. Geri kalan için sadece arkadaşlarla oynanacak bir strateji oyunuydu. Evde değil de hakikaten cafede daha keyifliydi. Sanki başka bir ortamda oynanamaz gibi hissederdik. Grafikleri mutlu etmezdi ama çok güzeldi be abi…
10. Serious Sam
Listede bunu koymasaydık taşlardınız sanırım bizi. İlki 2001’de çıktı sonuncusu da 2011’de. Günümüzde hala internet cafelerde oynanan bir oyun olarak o da tarihe adını yazdıranlardan. Kolsuz atleti, kırılmaz gözlüğü ve efsane silahları ile gayet karizması yerinde bir arkadaştı. Birbirinden yaratıcı yaratıkları, haritaları ve silahları ile bağımlılık yaratan bir oyun oluvermişti. Üzerine koşan canlı bombalarla ilk kez tanışan pek çok genç ise klavye&mouse’u fırlatıp masayı terk etmiştir. Geçenlerde son çıkan oyununu oynadım ve hala güzel. Öneririm millet. Sağlıcakla kalın…
Son olarak liste bununla sınırlı değil. “Oha FIFA, Yüzüklerin Efendisi, L4D nerede” gibi yorumlar yazacaksınız biliyorum. Sonra devam edelim yani…
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et