Bayramda Hayatta Kalma ve Akraba Sorgusuyla Mücadele Rehberi...
Bayram gelir ellere, sevgi verir dillere, ver elini öpeyim, elin… Elini öpeyim tanımadığım uzak akraba…
Akrabalar, akrabalarımız…
Seçemediğimiz felaketimiz, hasretimiz...
Eyyy maruz kaldığımız!
Geleneksel ‘’özgüven yitirme bayram özel ‘’ anksiyetesinin sene-i devriyesi geldi çattı. Kredi çekip memlekete bilet alan yüce gönüllü arkadaşlar, bu bayram da akraba zulmüyle alabora olacaki çırpılmış yumurta gibi geri dönecekler yaşadıkları şehre.
Ülke kocaman bir Vasfiye Teyze’ye dönmüşken, akrabalar duracak mı? Durmayacaklar. Üstelik artık parasızlıktan mıdır nedir daha hızlı, daha öfkeliler. Uzun bir bayram tatili boyunca, maruz kalabileceğiniz ve ağlamak için omuz arayacağınız ruh halleriniz için yardımcı olmak adına bir şeyler hazırladık. Ara ara tavsiyeler, ara ara gard alma gibi durumlara değineceğiz. Bilin ki, yağmur, çamur, bayram, sevgililer günü demeden her zaman yanınızdayız. Başlıyoruz aşkolar.
Tanrımıza Hamd Olsun.
Çocuklar öncelikle o akrabalarla dolu olan yemek masasına otururken dua etmemiz gerek. Duayı okurken oturduğunuzdan emin olun çünkü başınız dönebilir… Şimdi aşağıya bıraktığım duayı, yemekten önce sessiz bir odada okuyun;
"Tamamen Allah'ın hükmüyle, Allah'ın kelamıyla, Allah'ın rahmetiylen birlikte donat donat donat; etrafa, sağdan sola, üstten alta, önden arkaya doğru donat ve bin dört yüzüylen birlikte, hümana ve hümanaylan birlikte sağdan sola donat ve seyir halini gerçekleştir. YENGEME'e karşı, GELİNE karşı, HALAM’a karşı, DAYIMGİLLER’e karşı etraflarında olanlara, yeğenlere, mal kuzenlere, göğsü sıkışanlara, içinde seyir halini hissedenlere ve yaşayanlara ve yaşatanlara doğru, görevli olanlara doğru ayna görevi ol ve kendilerine doğru gönder ve göster. Amin"
Maaşını aşırı merak eden yenge (temsili)
Biraz da Olumlama!
Şimdi biraz gerçeklerle önce biz yüzleşelim. Halamız, teyzemiz, büyük teyzemiz bize laflar hazırlamışken, biz onların bu atağını göğsümüzde yumuşatalım. İlk şoku masada değil, gözyaşları içinde kendimizi kapadığımız banyodaki aynaya bakarak tekrar ediyoruz:
- Ben bir hiçim. (5 kere)
- Ben çok başarılıyım ama hiçbir şey başaramama konusunda. (en az 10 tekrar lütfen)
- Benim param yok ve olmayacak (Bunu aklınıza geldikçe gün içinde zikredin)
- Kim beni ne yapsın? (Sor ve evrene bırak. Evren sana sorunun cevabını getirir. Güven)
- Nasıl bu kadar fakir oldum? (Yine evrene sor bırak...)
- Ben şişmanım. Su içsem yarar. (7 tekrar)
- Stres evimiz, sinir babamız. (1 kere yeter)
Ve
Öyle de oldu!
Görselde kim olduğunuzu biliyorsunuz...
Acı yok Rocky!
Duamızı ettikten ve olumlamamızdan sonra (Allah kabul etsin) aile ile birlikte oturulacak o kocaman yemek masasına oturuyor gibi değil de ringe çıkıyormuş gibi bir psikolojiye girin.
Enflasyondan tutun, alım gücüne, alım gücünden dolara kadar uzayacak muhabbetin içinde bilin bakalım kim hasar alacak? Siz.
Yengeniz çenesiyle taramalı tüfek taklidi yaparak arka arkaya ‘’guzum ne kötü devire denk geldin sen de, ay yengem sizinki de hayat mı?, ayy canım bu paraya buraya geleceğine ev kiranı ödeseydin keşke, yengem et ye bol bol sen proteinsiz kalmışsındır, yengesinin gülü stresten mi aldın kilo?, yavrummm tabi orada ne yediğiniz belli değil cildin mahvolmuş valla… gibi cümleler sarfederken nabzınızın attığına emin olun
Büyük enişte size fatality yaptığında siz (yerdeki siz)
En kısa madde;
Size artık para vermeyecekler. Büyüdünüz. Ekonomi kötü.
Bu bayramda asla göremeyeceğiniz büyükleriniz...
Don’t talk me like that!
‘’Canım çalışıyorsun, çalışıyorsun ama bir araba ev de alamazsın şimdi. Malum…’’
Yemeğin ortasında kuvvetle muhtemel tadınızı kaçıracak, sizi ümitsizliğin girdabında boğup boğup geri ayıltacak o cümlelerden biri de bu. Bunca zamanki çabanızın karşılığında karşılaştığınız yorum bu… Aile yemeği adeta bir çatal pilav, bir çatal karamsarlıktan ibaret oldu bile.
Şunu unutmayın ki; siz değil sadece, milyon tane genç çalışıp bir bok sahibi olamayacak gibi. O yüzden ağzını bal yiyesice akrabanızın bu düşürdüğü modu lütfen sizinle aynı kaderi yaşayan, aynı döneme denk gelmiş talihsiz akranlarınızın varlığından güç alarak aşın. Gerekirse gece meditasyon yapıp, bir akranınızın 3. göz bölgesine bir mor ışık gönderin ve ona mesajınızı iletin: ‘’Yanındayım gardaşım!’’
Yine çift tıka düşürdü şerefsiz!
Abim damat olmuyor, sıra da bana gelmiyor?
Aklını fikrini sizi evermekle donatmış o akrabalar arasındaki nadide parçaya geldi sıra. Yemeğin hiç olmadık bir yerinde gelen, ilk lokmayı boğaza dizmeli ‘’ee yok mu birileri çocüğüm?’’ sorusu…
Mesela sana ne gibi biri lazım halam, teyzem, bacım? Ha? Mesela ne istersin? Kaç kişi olsun istersin birileri derken? Grup seks gibi mi? Open rıleyşınşipe nasıl bakarsın halam? Mesela sen bu soruyu böyle hayvan gibi sorduğunda vereceğim cevabı yönelimimden ötürü kaldırabilir misin misal, olur ya? Asıl bunu söyle dedem? Çok eşliliğe ne dersin nenem? Kalbin var mı dayım? Yüreğine iner mi bir Kurban Bayramı yemeğinde emmim? Acillik olur muyuz gece gece? Anam kapıda ağlar mı? Emdi yürek yırtılır.
Şaka bir yana, sakın üzülmeyin tamam mı? Birileri yoksa, yok. Sakin sakin nefesler alıp bu konuyu aile ortamında hızlıca Allah’a havale ettiğinizi beyan eden cümleler kurun. Savın başınızdan mevzuyu. (Tekrar edin burada yine içinizden ‘’ben yalnızım, kim beni napsın?’’)
Ayrıca yanınızdayız, inanıyoruz size. İnanın hiç beklemediğiniz anda oluyor… (Omzumda ağlayabilirsiniz)
Ez Cümle;
Sağlı sollu gelen kariyer/eğitim tacizleri, bir bok olsanız da olamayacağınıza dair alttan işlenen zehirler, aldığınız kilolar, bozulan cildiniz, yıpranmış sinir sisteminiz, dökülen saçınız, aşk acınız, karakteriniz vs. tek tek mıncıklanacak, masaya yatırılacak. En azından bir kalkışma olacak buna dair. Euro, dolar kurları suratınıza 17.48 kere vurulacak ve yurtdışına gidişinizin zor olacağı bilgisi iliğinizi emsin diye ortama akıtılacak. Kuzeniniz örnek gösterilecek, çürüyeceksiniz masada. Hadler bilinmeyecek, kelleniz alınacak o salonda. Yaklaşık 500-1000 tl bandında verdiğiniz bilet paralarının bedeli bu olacak.
Unutmayın ki tartışmaya girmek sizi hiç eder orada. Tartışmaya girmek daha derin yaralar açar. Efendi gibi gidin ‘’evet, haklısınız, doğrudur, aynen, di mi ama…’’ gibi geçiştirici cümleler kullanın.Unutmayın, vereceğiniz her samimi yanıt size dallı budaklı başka soru ve sorunlar olarak geri dönecek. ‘’Yok yeaa ben evlenmiycem ne işim olur’’ demeyecek, ‘’kısmet’’ diyip salacaksınız mevzuyu. İş miş diyecekler, "teklifleri değerlendiriyorum" diyeceksiniz. Sınavlar diyecekler, "anasını bile s..." neyse geçtim bitti falan deyin ona da işte.
Yaa çalışana iş çok yeğenim. Bak benim ufak oğlan misal...
Neyse. Bizden bu kadar.
Ben bu bayramda çok üzülüyorum ama yine de
İyi Bayramlar :)
(Mervously Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et