Cinnet Geçiren Milli Okçu, Eşini 8 Yerinden Okladı
İstanbul'un Osmanbey semtinde oturan 32 yaşındaki milli okçu Derun Tekelioğlu, dün akşam saatlerinde geçirdiği cinnet sonucu, eşini 8 yerinden oklayarak öldürdü. Daha sonra yatak odasına giderek okuyla kendisini başından vurmaya çalışmasına rağmen başarılı olamayan Tekelioğlu, komşuların ihbarıyla olay yerine gelen asayiş ekiplerinin "teslim ol" çağrısına da okla karşılık vererek uzun süre direndi.
Osmanbey'de sıcak saatler
Türkiye'de gözler, dün akşamın en işlek saatlerinde Osmanbey'deki bir apartman dairesinde yaşanan aile faciasına çevrildi. Milli okçu Derun Tekelioğlu, işle ilgili bir konuda 6 yıllık eşi Şule Tekelioğlu ile tartışmaya başladı. Akşam yemeğinde başlayan tartışma büyürken, önce eşini darp etmeye çalışan Tekelioğlu bunda başarılı olamayınca yatak odasından beylik yayını alarak eşini 8 yerinden okladı.
Okun çıkardığın gürültüden şüphelenen komşular tarafından 155 Polis İmdat hattına yapılan ihbarın ardından olay yerine sevkedilen çok sayıda polis ekibi, bölgeyi güvenlik şeridi ile kontrol altına alarak caddeyi trafiğe kapattı. Milli okçunun polisin teslim ol çağrısına okla karşılık vermesiyle çıkan çatışmada 4 polis memuru hafif yaralanırken, 2.5 saat süren çatışmaya Çevik Kuvvet'e bağlı özel eğitimli timlerin müdahale etmesinin ardından Derun Tekelioğlu yaralı olarak ele geçirildi.
Olayın şokunu uzun süre üzerlerinden atamayan mahalle sakinleri Derun Tekelioğlu'nun genelde sessiz, sakin ve içine kapanık birisi olduğunu söylerken, karşı dairede oturan komşusu F.S., "İyi bir insana benziyordu. Nasıl böyle bir şey yaptı inanamadık. Arada bir eşiyle maddi konularda bazı tartışmalar yaşıyorlardı. Bir keresinde eve gelen kredi kartı ekstresini yakıp okuyla Kurtuluş yönüne doğru fırlattığını görmüştüm ama onun dışında bir şiddet olayı olmamıştı..." ifadelerine yer verdi.
"Okçuluk sporu bunalım üretiyor"
Olay sonrası görüşlerine başvurulan Sosyolog Prof. Dr. Nükhet Bican, Tekelioğlu'nun sadece 2011 yılı içerisinde cinnet geçiren 12. okçu olduğunu vurguladı ve "Ne yazık ki gerek medya, gerekse de hükümet ortadaki bu okçu cinnetlerine sırtını çevirmiş durumda. İstatistiklere baktığımızda korkunç rakamlar görüyoruz. Üstelik bu buzdağının sadece görünen kısmı: Anadolu'nun ilçelerinde, nispeten ufak yerleşim birimlerinde neler olduğunu hakkında sağlıklı bir bilgimiz de yok. Oralarda saklanıyor, aile içinde çözülmeye çalışılıyor bu tip davalar..." diyerek sorunun ulaştığı boyutlara dikkat çekti.
Okçulukla uğraşan sporcuların düşük ücretle ve zor koşullar altında çalıştığına dikkat çeken Profesör Bican, "E zaten yaptıkları sporun ne olduğu da ortada, bugün hiçbir okçu gönül rahatlığı ile çıkıp 'Ben okçuyum arkadaşım, benim mesleğim, işim gücüm budur' diyemiyor. Tüm bunları gözününde bulundurursak, bu tip vakaların yaşanılması da kaçınılmaz oluyor haliyle" sözleriyle, konunun derinlemesine araştırılması ve acilen psikolojik iyileştirmelerde bulunulması gerektiği üzerinde durdu.
Ne dediler?
Üst üste gelen okçu cinnetleri kamuoyunun dikkatlerini okçuluk sporuna çevirirken, Spor Bakanlığı yetkililerinden genç okçulara kadar görüşlerine başvurulan kişiler ise olaya tepkili:
Berrin Canayakın (43, STK Temsilcisi): "Biz bunu aylardır bağıra bağıra söylüyoruz, maalesef bir musibet olmadan anlaşılmıyor neyin ne olduğu. Devletin en kısa zamanda her önüne gelenin ok edinebilmesini kolaylaştıran yasal düzenlemeleri iptal etmesi lazım. Bu bir değil iki değil...."
Ahmet Canayakın (Spor Bakanlığı Müsteşarı): "Okçu arkadaşlarımızın özlük haklarında en kısa zaman içinde iyileştirmeler yapmak şart. Gerçi şu an bir özlük hakları falan var mı tam emin değilim, ama yine de en kısa zamanda hükümet olarak okçu kardeşlerimiz için elimizden geleni yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın."
Mastar Üçyıldız (33, Avukat): "Bu konularda ceza hukukumuzdaki düzenlemeler maalesef çok eskiden kalma. Bugün her vatandaş için ok bulundurma ve taşıma yaşı 13. Hadi bunu kırsal kesim için 14'te, bilemedin 13'te tutarsın, oranın şartları farklı dersin ama bugün artık 'Savunma amaçlı' ifadesi, şehrin orta yerinde okla yayla gezmek için çok zayıf bir mazeret..."
Ziya Bezgili (57, Taksici): "Bunlar artık iyice azıttı. Bakın daha dün gece aldığım bir yolcu param yok illa da gideceksin diye, yine bunun gibi yayını gerdire gerdire burdan Ümraniye'ye kadar götürttü kendini. Kendisi profesyonel okçu mudur değil midir bilmem, ancak devletin en kısa zamanda bi şey yapması lazım. Can güvenliğimiz yok kelle koltukta iş yapıyoruz resmen..."
Dilan Aygöz (18, Genç Milli Okçu): "Olayların tüm okçuluk camiasına maledilmemesi gerekir; her camiada çürük elmalar olabileceği unutulmamalı. Bugün mesleğini güzelce yapan, gayet düzgün sporcu abilerimizin, ablalarımızın da olduğu unutulmasın lütfen. Yani tamam, bayaa bayaa bu işi profesyonel olarak yapma kararı falan almışlar, hobiden öteye götürmüşler ama kendileri gayet iyi insanlar. Umuyorum en kısa zamanda okçularla ilgili tüm problemler bir çözüme kavuşur ve böyle olayların önüne geçilebilir..."
27 seneyle yargılanacak
Talihsiz olayın yankıları sürerken, poliste alınan ilk ifadesinde suçunu itiraf eden ve pişman olduğunu belirten milli okçu Derun Tekelioğlu, çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak, "taammüden adam oklamak" ve "meskun mahalde ok atmak" suçlarından toplam 27 sene hapis istemiyle yargılanmak üzere Paşakapısı Cezaevi'ne sevkedildi.
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et