AB İlerleme Raporunda, Pek De İlerleme Gösteremeyen Türkiye’nin Bu Durumu “Gençliğine” Verildi
Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde en önemli belge olarak görülen 2012 yılı ilerleme raporu açıklandı. Bu yıl raporda, tam üyelik sürecinde birçok fasılı yerine getiremeyen Türkiye’nin bu durumu genç bir nüfusa sahip olduğu için gençliğine verildi.
Avrupa Birliği’ni temsilen açıklamayı yapan AB Üye İşleri Daire Başkanı Frank Müllersohn, Türkiye’nin Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip olduğunu, tüm Avrupa ülkelerinin de vakt-i zamanında genç bir nüfusa sahip olduklarını, gençlikte böyle şeylerin olabileceğini çok da kafaya takmadan seneye daha fazla çalışarak fasıllar konusunda başarılı sonuçların alınacağını belirtti.
"18 yaşında hala evden ayrılmayan gençleri salın"
Müllersohn, açıklamasında Türkiye'nin Avrupalılık konusunda temelinin zayıf olduğunu vurgularken, gördüğü bazı önemli eksiklikleri kamuoyu ile paylaştı. Avrupalılığın her şeyden önce profesyonellik istediğini kaydeden Müllersohn, Türkiye'de 18 yaşına gelen çocukların halen aileleriyle yaşadığına dikkat çekerek, "Belki basit bir ayrıntı gibi görünebilir ama değil. Evladınız bile olsa gözünün yaşının bakmadan 18'ine geldiğinde tekmeyi basın. Basın ki, birey olarak uçmayı öğrensin çocukcağız" diyerek, Avrupa toplumunun çağdaşlığını buna borçlu olduğununun altını çizdi.
Türkiye’de gerçekten sömürgen bir nüfus olduğunu, gençlerin ana-baba parasıyla kapağı üniversiteye atıp, işe gireceklerine yüksek lisans yaptıklarını, ardından da tecil için doktoraya başladıklarını da sözlerine ekleyen Daire Başkanı, “Afedersiniz ama 35 yaşında hala ana-baba yanında TV seyredip mandalina yenerek Avrupalı olunmaz” sözleriyle, Türk toplumunu uyardı.
Metroda ayakta kitap okuyanların sayısındaki artış olumlu
Raporda Türkiye’de olumlu gelişmelerin de olduğunu belirten Müllersohn, toplu taşıma araçlarında ayakta gitmelerine rağmen kitap okuyan gençlerin sayısındaki artışın gözle görülür derecede hissedildiğini aktardı. Müllersohn, “Bu olumlu artışa rağmen bazı gençlerin 6-7 ay boyunca ellerinde aynı kitaplarla metroya, otobüse bindiklerini görmek tüm iyi niyetimize rağmen bizi bazı şüphelere de sürüklemiyor değil. Kitap okuma kisvesi altında etrafı mı kesiyor, hava mı atmaya çalışıyor, artık o kadarını ben bilemem” şeklindeki açıklamasıyla da, Avrupa Birliği’nin bu konudaki hassasiyetine ve takipçiliğine dikkat çekti.
”Sadece Mango’yu, Zara’yı talan etmekle Avrupalı olunmuyor”
İlerleme raporuna ilişkin olarak yaptığı açıklamalarda Türkiye’de kadınların durumuna da değinen Müllersohn, özellikle alışveriş verilerinde ülke istatistiklerinin Avrupa ortalamasını yakaladığını belirtti. “Yalnız şunu söyliyim, Türkiye’deki kadınların bu alanda gösterdikleri başarıyı sosyal hayata da taşımaları şart. Zara’yla, Mango’yla bir yere kadar" diyerek konuşmasını sürdüren Müllersohn, "Üzülerek görüyoruz ki hala ülkenizde birçok genç erkek afedersiniz karı kız peşinde telef oluyor. Maalesef, henüz kızların teklif ettiği aşamalara gelemediniz. Ama Avrupalı bayanlarda öyle mi? Bana mesela, ilk yengeniz teklif etti, Heidelberg'te fakültede kantindeydik...” şeklindeki sözleriyle Türk kadınını adeta göreve çağırdı.
”Bu rapor aslında Türkiye’ye değil, bize verilmiş bir karne”
Açıklamasının sonunda ilerleme raporunun, sadece Türkiye'ye değil, aslında kendilerine de verilmiş bir karne olduğunu, bu nedenle mutlaka özeleştirinin de yapılacağını belirten Frank Müllersohn, “Biz de oturup kendimize bakacağız. Türkiye’de daha neler yapabiliriz. Evlerde, tabiri caizse yastık altında bulundurulan gereksiz yaşlılar var, onları nasıl huzurevine postalarız? Çocukların anne babalarına direk isimleriyle ‘Necati harçlık versene’, ‘Asuman, odamı topla’ gibi hitap etmelerini nasıl sağlarız? gibi başlıklarda bir yol haritası belirlemek için daha bizim de çok çalışmamız lazım” diyerek toplantı salonunu “Europa Europa bulunmaz eşin” türküsünü söyleyerek terk etti.
(sömeşik Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et