''Asıl Eylül'de tatile gideceksin'' Düsturuyla Yola Çıkan Ulaş Sedirli (27), Gümbet'te Sıkıntıdan Kendini Astı
Ege'nin şirin beldesi Gümbet, bir tatilcinin pansiyon odasında ölü bulunması ile birlikte tüm şirinliğini kaybetti. Dün sabah saat 10 sularında pansiyon çalışanları tarafından cansız bedeni bulunan Ulaş Sedirli (27)'nin, arkadaşlarının ve yakın çevresinin "Abi Eylül'de oralar bambaşkadır" şeklinde verdiği gazla senelik iznini bu aya denk getirdiği öğrenilirken, tatilinin 5. gününde sıkıntıdan kendini astığı tespit edildi. Son bir ay içerisinde 3. kez intihar haberi ile sarsılan Gümbet'te ise, yöre halkı özellikle bu dönemlerde gaza gelerek beldelerini ziyaret eden yerli turistlere uyarılarda bulundular.
"Boş yazlık diskoları depresyonu tetikliyor"
Kaldığı Açelya Pansiyon'un 12 numaralı odasında temizlik görevlileri tarafından cansız bedeni bulunan Ulaş Sedirli hakkındaki ilk açıklamalar, pansiyon sahibi Açelya Çiçekçi'den geldi. Beldede son 1 ay içinde yaşanan intiharlar yüzünden Gümbet halkı olarak çok üzgün olduklarını belirterek sözlerine başlayan Çiçekçi, "Maalesef her sene Eylül aylarında Ulaş gibi çok arkadaş gelir buraya. Boş sokaklarda bir ileri bir geri başları önde dolanır, pansiyonlarına çekilirler. Onları gördükçe, inanın içimiz cız ediyor" dedi ve özellikle boş yazlık disko ve club'ların da depresyonu tetiklediğini iddia etti.
2. gün gariplikler başladı
Her şeye rağmen, Ulaş'ın pansiyonlarına geldiği ilk gün gayet normal göründüğünü ifade eden Açelya Çiçekçi, "Yani davranışlarında falan bir gariplik yoktu. Bütün gün yattı durdu. Bizlere de sürekli olarak çok şanslı olduğunu, kafa dinlemeye geldiğini, insandan falan bıktığını anlattı." derken, genç mühendisin 2. günden itibaren garipleşmeye başladığını şu sözlerle anlattı:
"Sabah kahvaltıya geldiğinde yine neşeli görünüyordu ama 'Dün gece Savaş ve Barış'ı bitirdim ya, ooh süper. Yolda başlamıştım...' diyince endişelenmeye başladık. Bakışlarındaki o donukluğu fark edebiliyorduk. Zaten hemen arkasından 'Ya buralarda, nerden olta takımı alabilirim' deyince de durumun vahametini anladık. Genç adam tabii, gaza gelmiş Eylül'de tatile çıkmış ama eğlenmek istediği, sahilde kızlarla tanışmak istediği her halinden belliydi. Ama yani bu mevsimde, buralarda kız namına bir tek Sahil Cafe'deki Aynur kardeşimiz var. Oğlana anlatmaya çalıştık durumu, 'Bak Eylül'de bu iş böyle olmaz, eğer gerçekten Aynur'a bir ilgin varsa, anası babası Milas'ta. Gider isteriz, o bize burada emanet' dedik ama daha en baştan soğudu oğlancağız haliyle..."
Gümbetliler üzgün
Belde halkı, genç mühendisin ölümünün üzüntüsünü yaşarken bir yandan da beldelerinin sık sık intihar haberleri ile gündeme gelmesinden dolayı oldukça rahatsız. Gümbetlilerdeki genel kanı, "Kim dolduruyor bu kadar insanı bilmiyoruz ama akıl var, izan var. Eylül ortasında gelinecekse, niye Temmuz-Ağustos'ta kum gibi insan kaynıyor burası?" şeklinde olurken, Ulaş'ı yakından gören bazı Gümbetliler'in açıklamaları ise şöyle oldu:
Cevriye Sarıtaş (Tuhafiyeci-42): Daha ilk akşamında gelmişti bize, kalın sweat shirt ve yün çorap aldı. Zavallı çocuğa "Eylül'de git oralara" demişler ama geceleri Ege soğuk olur diye bir Allah'ın kulu bir şey söylememiş. Bir sırt çantası, bir şortla tiril tiril gelmiş oğlan... O çorap işi moralini bir hayli bozdu gibi geliyo benim...
Tufan Ersözcü (Bar İşletmecisi-37): Önceki akşam diskoya gelip, 4-5 defa üstüste "Mosa Mosa Asi Voce Me Mata" çaldırıp tek başına dans etti. Bir sorunu olduğu belli gibiydi ama tek müşteri diye ses de edemedik. İstedikçe verdik votka-enerjiyi... Bu mevsimde o kadar enerji içeceği hayra alamet değil zaten, harcamayazsın o enerjiyi... Anca sabah erken kalkıp köylülerle tütüne falan gitmen lazım...
Murat Turna (Köylü-54): İki üç gün sonra baktık bu ortalarda sap gibi dolanıyor, köy halkı olarak akşamları bari biz biraz oyalayalım dedik çocuğu. Onu da alıp çeşitli oyunlar, işte efendime söyliyim "Damat sırtı bit ısırdı", "Islak havlu seni kim çaldı?" falan oynadık... Onlar biraz sert geldi herhal. Buradan beklediği gece yaşantısı bu değildi. Ama Eylül'de bu işte buraların eğlencesi, bu kadar...
Alper Öyküner (21-Şezlongcu): Çok sevdiğimiz bir arkadaşımızdı... Sadece 5 günde içinde çok ısınmıştık biz ona... Yokluğuna nası alışıcaz, nasıl kabullenicez bu ölümü bilmiyorum... Buyrun, ardından 33 faktör güneş kreminden başka bir şey kalmadan, ömrünün baharında gitti gencecik bir abimiz... Gerizekalı... Eylül'de 33 faktör... Sözün bittiği yerdeyiz...
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et