14 Yaşında Başladığı "Bir Genç Kızın Gizli Defteri" Serisini 29 Yaşında Tamamlayan Sevil Ürgüp, Odun Gibi Bir Hayat Yaşadığı Gerçeği İle Yüzleşti
Yayınlandığı ilk günden bu yana önemli bir okur kitlesine ulaşan ve ardı ardına gelen kitaplarla uzun yıllardır devam eden İpek Ongun'un “Bir Genç Kızın Gizli Defteri” adlı serisi, bir drama daha imza attı. Serinin ilk kitabını ortaokul yıllarında okuyan ve kitaptan çok etkilenerek aynen orada anlatıldığı gibi yaşamaya başlayan Sevil Ürgüp (29), 10. kitabı tamamlamasıyla beraber acı gerçekle yüz yüze geldi. Ürgüp, tıpkı bir odun gibi dümdüz yaşadığı hayattan pişman olduğunu belirterek, seriye başlama arzusunda olan genç kızları uyardı: “Yapmayın...”
“Gizli defter” sözüne kandı
Kitap serisiyle karşılaştığı ilk anı halen hatırladığını söyleyen Ürgüp, 14 yaşının vermiş olduğu toylukla “gizli defter” adına gereğinden fazla önem atfederek kandığını ve kitabı okumaya başladığını belirtti. “Bugün bakıyorum da kitabın ana kahramanı olan Serra’nın başından hemen hemen hiçbir olağan dışı şey geçmemiş. Yok Cüneyt’le el ele tutuşmuşlar, yok Zeynep’le balon almaya gitmişler. Koca bir seride ‘gizli’ sözünü hak edecek tek bir şey bile olmamış. Maalesef bu kitaba kanıp ha şimdi ha birazdan kesin gizli saklı bir şeyler olacak diye diye bugünlere dek geldim. Onu bırakın, kendi hayatımı da kitaptan beter, ot gibi yaşadım. Resmen heba oldu gençliğim” diyerek gözyaşlarına boğulan Ürgüp’e destek olan isimler ise yine annesi ve babasıydı.
“Bu durum bir noktaya kadar iyiydi”
Sevil’in annesi Ayşenur Ürgüp (59) kızlarının “Bir Genç Kızın Gizli Defteri”ndeki gibi yaşamasının bir yaşa kadar kendilerine de çok iyi geldiğini ancak gelinen noktada artık kızlarının eş dost akraba arasında "Ürgüpler'in odun kızı" olarak anıldığını üzülerek belirtti. “Yani bir kız düşünün ki ‘Anne ben Elif’lerde kalıcam’ dediği zaman gerçekten de gidip Elif’lerde kalıyor, Kuzey Güney izliyor. Tamam ortaokulda, lisede, hadi üniversitede falan iyi de evlenecek çağa geldi daha bir tane erkek arkadaşını göremedik.” diyen acılı anne, kızlarının hayatının seriden en az 10 tane daha sıkıcı kitap çıkaracak düzlükte olduğunu kaydetti.
“Gurur duymak zorundayız”
Kızının durumu karşısında metanetini koruyan baba Osman Ürgüp (56)'de ise tedirgin bir gurur hakimdi. Aile olarak ne yapacaklarını şaşırdıklarını ifade eden baba Ürgüp, “Yani Sevil’in afedersiniz ama bu odun haline bakınca insan ister istemez acaba eroinman mı olsaydı, pavyona mı düşseydi de şu kitap illetinden kurtulsaydı diyor” sözleriyle yaşanan acılara dikkat çekti. “29 yaşında koca kız, hala her yere kız arkadaşlarıyla gidiyor... Lezbiyen olsa bu denli içim yanmaz. Bir gururum olur, başım dik gezer, Gay Pride'a dahi katılırım bir baba olarak..." diyen Osman Ürgüp, artık yapılacak bir şey olmadığını, tek tesellilerinin durumu kendisi de fark eden Sevil’in düzelmek için sarf ettiği yoğun çaba olduğunu söyledi.
Açıklamalarının devamında el mahkum, Sevil ile gurur duymaktan başka çareleri olmadığını da belirten Ürgüp Ailesi, “Bizim bu odun Sevil’imiz yok 'Eli elime değdi', yok 'Face'den ilk o ekledi' derken gül gibi gençliğini yedi bitirdi. Şimdi ortalarda, 'Ha, susun susun, dizim başlıyor' diye dolanmaktan başka bir şey yapmıyor ama napalım, neticede kız bizim kızımız" diyerek, çocuklarının etrafında kenetlendiler. Şu an için tek umutlarının kızlarının bir şekilde evlenip, yuva kurması olduğunu dile getiren acılı aile, son olarak Sevil’in ortaokuldan bu yana sürdürdüğü öğrenilen platonik aşkı Boğaç’a seslendi: “Allah senin de belanı versin, hani bu kızın saçını çekmiştin sen! Bu nasıl umut verip kaçmak, bu nasıl namussuzluk! Adamsan, o çekilen saçın arkasında durur, nikahına alırsın bu kızı!”
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et