Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sürekli Kendisi İle Çelişmesinin Nedenini Açıkladı: ''Napayım, muhalefet işi de bana kaldı...''
Dün akşam bazı Sivil Toplum Kuruluşları'nın yöneticilerini Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kabul eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde tekrar gündeme gelen birbiriyle çelişkili konuşmaları hakkında önemli açıklamalara imza attı. Başta Türkçe'nin bilim ve felsefe dili olmasıyla ilgili 2 sene içinde birbirine zıt yönde iddialar atması olmak üzere bugüne dek yaptığı tüm çelişkili açıklamalar için muhalefeti suçlayan Erdoğan, "Bunlar maalesef adam gibi muhalefet yapamadığı için kendi söylemlerime karşı çıkmak da bana kalıyor. İnanın ben de böyle olmasını istemezdim..." ifadelerine yer verdi.
Yaklaşık 200 Sivil Toplum Kuruluşu'nun yönetici ve temsilcileriyle Ak Saray'daki akşam yemeğinde bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yemek sonrası yaptığı konuşmada bir kez daha muhalefet partilerini hedef aldı. Özellikle son dönemde sıkça gündeme gelen, birbirinin tam tersi istikametteki açıklamalarıyla ilgili olarak "Neymiş efendim, iki yıl önce söylediğimin zıddını söylüyormuşum. İşte bunlar hep Türkiye'deki muhalefet boşluğundan kaynaklanıyor. Onlar görevlerini düzgün yapsalar ben kendi kendime karşı çıkmak zorunda kalmam..." diyen Erdoğan'ın konuşmasından önemli satırbaşları ise şöyle:
"Sabır da bir yere kadar"
"Şimdi bakıyorsunuz, 2 sene önce yaptığım bir konuşmayı birileri dillerine dolamışlar. Ne demişim ben orada? İşte Türkçe bilime de felsefeye de yeter, aksini söyleyen ırkçıdır demişim. Peki niye bunu söyledim biliyor musunuz? Bakın ben tam 2 sene bekledim ki biri çıksın, 'Ya sen ne diyon sayın Başbakan, Türkçe böyle çok fakir, yetse bi tane ünlü fiozof çıkarırdık' desin. 'Osmanlıca konuşuyor olsak böyle mi olurdu?' diye itiraz etsin bana. Baktım ses seda yok, en son dayanamadım, mecburen yine ben kendime karşı çıkmak zorunda kaldım. Sabır da bir yere kadar...
Bu iş öyle yeni de değil ha. Taa bakın Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum yıllarda İstanbul'un 3. köprüye ihtiyacı yok demiştim. Ona da misal çok cılız sesler çktı zamanında. Mecburen daha sonra o köprüyü de bizzat kendim yapmak zorunda kaldım. Son 12 yılda biliyorsunuz 2 defa bedelli çıktı. Bunlar hep benim iktidarda oluşum ve gene hep benim muhalefet etmem sayesinde oldu. Buyrun, şunların hepsini ben söyledim:
- Bedelli gündemimizde yok
- Bedelliyi milli savunma bakanımla görüşeceğim
- Fakirler ölsün mü?
- Bedelli askerlik ihtiyaç dahilinde elbette değerlendireceğimiz bir seçenek
Noolmuş? Bu fikir teatisi sayesinde, bu beyin fırtınasıyla muhalefetteki benle karşılıklı görüşlerim alınarak sonunda bir mutabakat sağlanmış. 'Her kürtaj bir Uludere'dir' dedim, bir kişi çıkıp sormadı 'peki kaç Uludere bir kürtajdır' diye... Bunu da hazır Uludere'nin yıldönümüyken söyliyim, dört. Ben kendim hesapladım dört buldum. Onu bile bana hesaplattırdınız daha ne diyim ben size...
Yakın tarihten örnekler
Daha yakn tarihlere gelelim. Hatırlarsınız daha 6 ay önce savcı yuhalatıyordum meydanlarda. Kimse 'yahu sen Başbakan olarak böyle yaparsan insanlar adalete nasıl güvensin?' diye sormadı. Şimdi mecburen 'bu ülkenin savcıları var, hakimleri var' demek durumunda kalıyorum. Halbuki 5 kelime ya! 5 kelimeyi bi araya getirmek bu kadar mı zor? Ne ara bu kadar duyarsız oldu bu insanlar? Napıyor bu muhalefet partileri? Açıkcası ben çok merak ediyorum.
Hadi yurtiçinde böyle, yurtdışından bile bir ses gelmedi. Çeviride mi hata yapıyorlar bilmiyorum, sırf IŞİD'la ya da Kobane'ye ilgili 3 ay içinde verdiğim herhangi 2 demeci alt alta koysalar farkederlerdi. 'Bu adamcağız Türkiye'de hem iktidar hem anamuhalefet görevini sürdürmeye çalışıyor, helal olsun' derlerdi... Sonra Avrupa Birliği'ne neden karşısın oluyor. Olurum tabii çünkü Avrupa Birliği bizim mutlak suretle gelecekte bir parçası olmayı arzu ettiğimiz ve bu doğrultuda da bakın son ilerleme raporunda da açıktır çok ciddi adımlar attığımız bir kurum.
Eskiden biraz zaman veriyordum ama artık vazgeçtim dikkat ettiyseniz. En son Kobani olayında 24 saat bile sürmedi kendime muhalefet etmem. Ha keza bu AB işinde de. Bundan sonra böyle. 3 saat beklerim, kimse karşı çıkmazsa ben çıkarım kendime. İşinize gelirse..."
Son söz edebiyat dünyasına
Konuşmasının sonunda, ülkedeki sanatçılara da seslenen Erdoğan, "3 yıl önce katıldığım canlı yayını geçen bi tekrar izliyim dedim. 'Komşularla sıfır sorun' dememden 47 saniye sonra 'eset gidici' diyorum. Batıdaki sanatçılar böyle şeyleri kaçırmıyor, sırf şu diyalogdan adam 'gollum' diye karakter çıkartıyor, efsane oluyor, ülkesini tanıtıyor..." derken, gerekirse o kitabı emekliliğinde kendisinin yazacağını da sözlerine ekledi.
(ati_yorumm Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et