Ak Parti'de Teşkilata Önemli Uyarı: ''Her şey netleşene kadar hem Hocacı, hem Reisçi olun. Duruma göre bakarsınız sonra...''
Son günlerde sıkça dile getirilen Tayip Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu arasında bir gerginlik olduğu iddiaları Ak Parti Genel Merkezi’ni harekete geçirdi. Davutoğlu'nun bazı yetkilerinin alınmasının ardından son olarak internette yayınlanan ‘Pelikan Dosyası’ adlı blog'la birlikte iyice kafası karışan partililerin sonradan pişman olmamak adına şu an için hem "Reisçi" hem "Hocacı" bir tavır almaları istendi.
“Gaza gelmeyin”
Pelikan Dosyası’nın bir anda gündeme düşmesinin ardından Ankara'daki Ak Parti Genel Merkezi hayli hareketli saatler yaşadı. Kapalı kapılar ardından yapılan toplantılardan sonra ilk açıklama Örgütlenmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Necip Alay’dan geldi. Bugünlerde durduk yere boyundan büyük laflar eden herkesin bir anda kendini hain olarak bulabileceğinin altını çizen Alay, ‘gaza gelmeme’ uyarısında bulundu.
Başkan Yardımcısı “Bakın arkadaşlar, bu kişisel bir görüş değildir. Her şey ortada zaten. Şimdi iki tane yazıya inanıp olmayacak şey söylersiniz sonra bunun dönüşü olmaz. Partinin bir kısmı hala Fethullah Gülen övgüsü siliyor Twitter’dan, bilmem hatırlatmama gerek var mı?” sözleriyle ciddi uyarılarda bulundu.
Kilit sözcük: Darbe
Geçen yıllar içerisinde oturmuş alışkanlıklardan ötürü bu tip durumlarda hemen ‘darbe’ yakıştırması yapıldığını hatırlatan Alay şöyle devam etti:
“Arkadaşlar illa öyle darbe diyecekseniz de çok uzatmayın yani. ‘Hoca'yı yediremeyiz, bu bir sivil darbedir' falan demenin ne lüzumu var? ‘Bu alçakça bir darbedir’ deyin, orada artık kim darbe yapmış, kime yapmış, kimi yedirmiyoruz onları çok da netleştirmeyin canım. Hayır zaten biraz da dinleyiciye, okuyucuya kalsın di mi işin sonu? Daha gizemli olsun”
İşte önlemler…
Son olarak özellikle henüz olaylar tazeyken herkesin bir anda "Reisçi misin Hocacı mı?" gibi sorularla karşılaşabileceğini belirten Alay, partililerin alabileceği önlemleri sıraladı. İşte teşkilat için adeta kılavuz niteliği taşıyacak o önlemler:
- İlk olarak "Bunlar hep bizi yıpratmaya yönelik oyunlar" denilerek konu derhal Almanya'ya, olmadı İsrail'e çekmeye çalışın. Frankfurt Havalimanı konusuna tam şu an yeniden ihtiyaç var.
- Konuya bir anda Binali Yıldırım'ın da dahil olması ihtimaller arasından olduğundan işler çetrefilleşebilir. O noktada "Bu mesele aslında Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu, Binali Yıldırım meselesi değil" diyerek diyalogu isme boğun. Örneğin: "Bu mesele aynı zamanda Bülent Arınç, Bekir Bozdağ, şu çok konuşmayan teknoloji bakanı, öbür madene giden sakallı arkadaş, Bakanlar Kurulu'ndaki 2 hanım ve Hüseyin Çelik meselesidir" gibi...
- “Bu konular böyle herkesin önünde konuşulacak şeyler değil, bir sorun varsa da kendi aramızda konuşuruz” gibi kalıp cümleler iyice ezber edilsin. Bunları yerli, yersiz her konuşmanın içerisine serpiştirin. Sonradan sıkıntı yaşamazsınız.
- Sosyal medya hesaplarınızda hem Reis'in, hem Hoca'nın bir arada olduğu fotoğrafları kullanın. Sonraki gelişmelere göre artık tekrar bi profil fotoğrafı veya header değişikliğine gidersiniz...
- Televizyona çıkacak partililer konuyu derhal Survivor Semih’e, o da olmadı Beşiktaş’ın puan kaybedip kaybetmeyeceğine getirsin. Tartışma programından en az 45 dakika yerler bu sayede.
- İmkanı olanlar bir hastaneye yatsın, 1-2 ay müşahede altında kalsın. “Sağlık bu, her şeyden önce gelir” deyip, sizin yakanızı bırakacaklardır...
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et