Dün Sabah İki Ülke Arasındaki Krizi Çözmeleri İçin ABD'ye Gönderilen ve Bu Sabah Yurda Dönen Heyetten Görüşmelere Dair İlk Açıklama: "Hangi görüşme?"
Türkiye ve ABD arasında Rahip Andrew Brunson'ın tutukluluğu ve Washington yönetiminin aldığı yaptırım kararları nedeniyle başlayan krizi çözmek üzere dün ABD'ye giden ve her biri bir milletvekilinin yada bakanın yakını olan 10 kişilik heyet, Amerika Birleşik Devletleri Hazine Bakanlığı binasında, deyim yerindeyse "şöyle bir tur atıp" yurda döndü.
Bina girişinde gerginlik yaşandı
Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığındaki heyette Adalet, Hazine ve Maliye ile Dışişleri Bakanlığı'ndan üçer yetkili olmak üzere, toplam 10 kişi bulunuyordu. Heyet, TSİ 18:00 sularında Washington DC'ye ulaştı. Bakanlık binası girişinde güvenlik tarafından durdurulan ve kime geldikleri sorulan heyet, bir türlü isim veremeyince güvenlik görevlisi heyetimizin içeri girişine izin vermedi. Yaşanan bu bürokratik krizi ABD'deki Türk Konsolosluğu'ndan gelen yetkililer çözerken, zor da olsa binaya giren heyetimizi, ABD Hazine Bakanlığı'nda görevli Uzman Yardımcısı David Miles karşıladı.
Toplantı oldukça sıcak bir ortamda gerçekleşti
Genç Uzman Yardımcısı Miles, "Beni takip edin, böyle lütfen, buyrun önden siz lütfen" diye diye heyetimizi Hazine Bakanlığı'nın kafeteryasına kadar götürdü. "Abicim sana zahmet tutuver şu masanın ucundan, masaları birleştirelim" diyerek kafeteryanın iki masasını birleştiren Miles, "Siz oturun abi, iki-dört-altı-sekiz-on-on beş çay söylüyorum. Herkes çay dimi" dedikten sonra garsona iki elinin parmaklarıyla "On" yapıp, ardından çay kaşığıyla çay karıştırma hareketi yaptı.
Görüşmede sinirler gerildi
Çaylar geldikten sonra Miles "Abi benim fazla zamanım yok, bekleyen işler de var. Müdür de kıl biraz. Birazdan sormaya başlar beni. Ne vardı abi sizin?" diye sorunca, heyetimizden bir yetkili "Bakın Bay Miles, doğrudan konuya girmek durumundayım. Sizin bu ukala tavırlarınızdan dolayı Türk Lirası değer kaybediyor" şeklinde sert bir giriş yapınca, Miles "Türk neyi?" diye sordu. Heyetten bir başka isim "Abicim çocuk bilmiyor işte uzatmanın alemi yok, başka bir konuya geçelim hemen, zaten süremiz az" derken heyet başkanı Önal, "Halkbank konusunu mu? Rahip konusunu mu açalım?" diye sordu. "Abi Halkbank'ı da bilmez bu çocuk. Uzman yardımcısı yazıyor kartında baksana!" diye isyan edip, kartviziti masaya fırlatınca Miles masadan kalktı. Heyettekiler her ne kadar Miles'ın arkasından "Dur Miles, şaka şaka, Turkish joke!" diye seslense de genç uzman yardımcısını ikna etmeyi başaramadılar.
Parkta zaman geçirdiler
Çaylarını içip Hazine Bakanlığı Kafeteryasından ayrılan heyet, 20 dakika bile sürmeyen görüşmeyi Türkiye'ye dönüşte izah edemeyecekleri fikrinde birleşince, heyetten birinin "Abi kapayalım telefonları, biraz şurda bi parkta falan oturalım. Hava kararınca açarız telefonları. Deriz böyle böyle. Adamlar çok kararlı falan deriz. Biraz daha kalmamız konusunda ısrar ettiler ama biz istemedik falan deriz" şeklindeki önerisi tüm heyete mantıklı geldi. Hava kararana kadar Washington Ulusal Parkı'nda vakit geçiren heyet, TSİ 22:00 İstanbul uçağıyla yurda döndü.
(yosemites Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta paylaş twitter'da paylaş Allah'a havale et