Kuaförde Huzuru Yakalamak İçin Mesafeyi Korumanız Gereken 5 Nevrotik Tip
Şu dünyada uzun yıllar sürdürülebilmesi için peygamber sabrı gerektiren mesleklerin başında şüphesiz ki kuaförlük gelir. Erkek kuaförlerini ayrı bir klasman olarak görmekte fayda var. Zira berbere gidip "sakalımı fazla kestin, ben bu kadar kısa istememiştim" diye ağlayan erkek olduğunu sanmıyorum. En fazla "birader biraz fazla değdirmedin mi?" tartışması yaşanıyor olabilir. O da fazla uzatılmadan tatlıya bağlanıyordur. Neticede adamın elinde ustura var. Oysa kadın kuaförleri öyle mi?
Evinde, işinde, sosyal çevresinde yeterince ilgi göremeyen bütün kadınlar kuaförünü dost bilir. 2. sir ağda seansından sonra kendiliğinden gelişen gereksiz samimiyet, kapatılan kahve falları, kendinizi prenses hissetmeniz için etrafta koşuşturan yardımcılar... "Aman eksik olsun, ben almayayım" diyorsanız, kuaförde mesafenizi korumanız gereken 5 nevrotik tipi sizler için gözler önüne serelim...
1 - Eline makas alınca coşan kuaför
Daha önce tecrübe etmediğiniz, ilk defa gittiğiniz bir kuafördeyseniz asla ama asla "sen kafana göre takıl" demeyin. Saç kesmekteki iştahına asla engel olamayan birine "sana bırakıyorum" derseniz,oradan çıkıp gönül rahatlığıyla Sivas 5. Piyade Er Eğitim Tugayı'na teslim olabilirsiniz. Gerekirse elinizde gönyeyle gidin ama sonradan ağlayan kadın olmayın. Fazla muhabbete açık olmamakta fayda var. Zira "Saçını önceden nerede kestirdin, nerede boyattın, bakım yapmıyor musun?" gibi sorularla sizi oyalamaya başladıysa kesin arkalara çaktırmadan kat atıyordur.
- Şu kızılı da biraz koyulaştırayım diyorum... - Bizde sadece kesim var abla...
2 - Sürekli kapı dikizleyen manikürcü
Her gün birbirinden tuhaf ve kaprisli bir sürü kadının eliyle ayağıyla uğraşmak dünyanın en zor işlerinden biridir; kabul edelim. Gel gelelim o kapıda ne var? Bütün dikkatini bir anda dağıtacak kadar ne geçmiş olabilir oradan? O kadar basit değil işte. Manikürcüler kuaförde radar vaziyeti görürler. Düğünlerde geline ne takıldığını hafızaya atan NYPD teyzeler gibi, manikürcü de dükkana kim girdi, Filiz hanım peşin mi ödedi, kredi kartıyla mı ödedi hep takip eder. Dükkanın önünden ikidir geçerken rastgele içeri bakan yandaki ödeme noktasında çalışan çocuğu hafızaya atar.
Çok çalışanı olan kalabalık kuaförlerde ise manikürcüler arasında ölümcül rekabet vardır. Yanlışlıkla manikürcülerden biri diğerinin eski müşterisini kaptıysa kan çıkar. Bir de tabi manikür seti savaşları vardır. Koca kuaförde 20 tane pensten sadece ikisi iyi kesiyordur, o da kapanın elinde kalır. Anlayacağınız, bir broker ile eşdeğer stresi yaşayan manikürcü size dert yanmaya başladığında konuyu değiştirmezseniz daha da hırslanacak anlattıkça anlatacaktır. E o arada, gitti sizin serçe parmak...
- Abla bu parmağı biraz kestim ben ama napalım? - Paket yapın canım...
3 - Alüminyum folyoyla kaplı kadın
Konuyla ilgili en ufak bir fikri olmayanlar için söylüyorum; hayır, bahsettiğim şey saklama kabı ya da pop art eseri değil. Bildiğiniz kollu bacaklı insan. Bir erkek, kadının kuaförde güzelleşebilmek için geçirdiği evreleri bilse korkudan uçuk çıkartır. Alt tarafı bir saç boyası deyip geçmeyin, röfle denilen olay başlı başına kimya, yaptıran da bir denektir. Röfle için kullanılan oryalin, kezzabın çok daha afili söylenen şekli olması muhtemel. Alüminyum kadının oryal ve folyolarla dürüm yapılmış saçlarının yıkanmasını beklerken size "kill me!" bakışları atacağını hatırlatır, mümkün mertebe en uzağına oturmanızı tavsiye ederim. Zira o folyolardan sarı beklerken yeşil saçların çıkma ihtimali de var. Kimse bir kimyasal silahla duygusal yakınlık kurmak istemez.
- Sinirimden gülüyorum...
4 - Gelin ve Yakınları
Gelin başı denilen olay, yapımı ortalama dört saat süren, kullandıktan sonra isteğe göre içini doldurup şöminenin üstüne asabileceğiniz, kurtulmak içinse dinamitle patlatmanız gereken bir yapıdır. Gelecekte bunun için belediyeden imar izni almak gerekliliği doğarsa ya da gelin başı direkt Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlanırsa şaşırmayın. Bu saçın heybeti altında ezilen gelin, kuaförde kesinlikle uzak durmanız gereken bir diğer nevrotik vakadır. Sabahın 8'inde gözündeki çapağıyla birlikte gelen gelin kaş, saç, baş, makyaj, manikür, pedikür, giyinme gibi bir dizi prosesten geçtikten sonra servise hazır hale gelir. Dünyada bu süreci yüzünde güller açarak tamamlayabilen gelin yoktur.
Bilinen ilk gelin başı
Gelinle birlikte gelip, faturayı damada yüklemenin sevinciyle topuk masajına kadar yaptıran güruh ise ona bir türlü huzur vermez. Etrafınızda kafasında koca koca saç fırçalarıyla, eteklerini tuta tuta bir o tarafa bir bu tarafa koşturan insanlar düşünün... "Dilekçim çok güzel olmuşsun, bu arada Orçun aradı fotoğrafçı bekliyormuş..", "Ayy Dilek makyajına bayıldım, Mersin'den eniştemler gelmiş, nerede oturacağız diye soruyorlar, ne diyim?", "Dilek, Orçun aradı papatya bulamamışlar, kasımpatı olur mu diye soruyor, ne diyim?", "Dilek ağlama makyajın akacak, ben de şuralarıma biraz daha sim sürdüreyim..". Bu kaosun bitmesi için, en ciddi sesinizle gelinin başındaki elemana "Yalnız benim bi kaşım vardı acil!" demeyi deneyin. Sonra da aniden size dönen 8 tane kafanın yanından sıyrılıp hızla uzaklaşın.
5 - Kuaförün sahibi Mürsel Bey
Büyük kuaförlerde meslekten sıtkı sıyrılmış, kasaya hanımını oturtmuş, sadece müşteriyle muhabbet edip, elemanları kolaçan etmek için orada bulunan patronlar vardır. Seneler içinde mesleki deformasyona uğrayan bu adam genellikle çok geveze olur. Özellikle o kuaföre ilk kez yolu düşen biriyseniz, doğumunuzdan itibaren saçınızın geçirdiği bütün işlemleri tek tek öğrenmek ister. Historinize olan bu merak, size en uygun şampuan ve saç bakım zımbırtılarını önermek içindir. Bir çayını içirmeden asla bırakmaz.
Duvarlarda bir dizide kesin gördüğünüz ama adını bir türlü hatırlayamadığınız ünlülerle çekilmiş fotoğrafları vardır. İster istemez dalıp gittiğiniz fotoğraflarda Mürsel beyin ilk röfle denemelerini kendinde uygulamaktan çekinmediğini gözlemlersiniz. 32 diş güldüğü fotoğraflarda ünlülerin tamamı Mona Lisa'nın vücut bulmuş hali gibidir. "Fön istemiyorum, şöyle bir şekil verin" niyetiyle gittiğiniz kuaförde Mürsel Bey'e denk gelirseniz, ne olduğunuzu anlayamadan saç kesimi + bakım + brezilya fönü +zoptrik şampuan ve bakım kürü = bir miktar para + köydeki arsa gibi bir fatura öder çıkarsınız.
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et