Ülkede Gerçekten Boktan Bir Şeyler Olduğunu Anlamamızı Sağlayan 5 Temel İşaret
Felaketler ve skandalların gündelik hayatımızın rutin bir parçası haline gelmesi ve neredeyse her sabaha "bu sefer noldu mk" diyerek başlar olmamız gibi nedenlerle artık şaşırma yeteneğimizi kaybetmiş durumdayız. Benzer nedenlerden bir çoğumuz "oeeh" deyip gündemi takip etmeyi de bıraktı zaten. Yarın bir gün ülke meteor yağmurunda yerle bir olsa, tepemize atom bombası atsalar ancak 24 saat sonra haberimiz olacak, ona da "burası Türkiye ya olur öyle" diyip geçeceğiz. O yüzden bu hafta sizler için gündemi fazla takip etmeye gerek kalmadan ülkede cidden boktan bir şeyler olduğunu anlamanızı sağlayacak 5 temel işareti derledik. Artık bir sığınağa mı girersiniz, başınızı alıp Uruguay'a mı gidersiniz, yoksa "amaan bana ne" deyip Candy Crush'a geri mi dönersiniz size kalmış.
1. Hüseyin Çelik'le "Yuh artık" Keyfi
Hükümet adına açıklama yapmak işi Hüseyin Çelik'in üstüne kalmışsa durum yeterince vahim demektir. Kendisinin fıtratından mıdır yoksa zamanla "o konuşur öyle ya ona bakma sen" mertebesine ulaşmış olmasından mıdır nedir en izah edilemez konuyla ilgili en saçma açıklamayı yapma işi bu arkadaşın başına kalmıştır. Konuyla ilgili açıklama yapması gereken/beklenen tüm bakan ve yetkililerin ortadan tüydüğü zamanlarda görmeye alışık olduğumuz Hüseyin Çelik'in alternatifi Cemil Çiçek'tir.
- Yapabilirsin Hüseyin, gülmeden bitirebilirsin bu toplantıyı. Hadi...
2. Cüneyt Özdemir ve Buğulu Gözleri
İşte ülkemizde yaşanan bir olayın gerçek bir facia olduğunu önceden haber veren bir diğer gösterge. Ne zaman ki Cüneyt Özdemir'in buğulanan gözlerini ve ağlamamak için ısırılan alt dudağını kamera karşısında görürüz o zaman bilin ki en aşağı 100 ölülü bir olay var demektir.
- Herkes sığınaklara!
3. İnternet'te Standart Dışı Yavaşlama
Telekom'un berbat alt yapısı nedeniyle bu işareti yorumlamak biraz zaman alabilir. Zaten doğru dürüst çalışmayan internetin ne zaman bir felaket haberinin yayılmasını önlemek için, ne zaman teknik sorundan dolayı yavaşladığını ayırt etmek için bir nebze de olsa gündeme hakim olmalısınız. Google'ı 3 denemede ancak açabilir hale geldiyseniz korkmaya başlayabilirsiniz.
Bunun bir sonraki aşaması ise internet'e açık açık savaş ilan edilmesidir. Eğer internet'te hiç olmayacak mecraların yasaklanması gündeme gelmiş ve bu yasaklar ekranda Nagehan Alçı familyası tarafından bol "tabii ki yasaklamaya karşıyız ama"lı cümleler eşliğinde savunulmaya başlanmışsa birilerinin başı cidden büyük belada demektir.
- Biraz daha uğraşsam kendim de inanırım aslında söylediğime...
4. Profil Fotoğraflarında Karartma (Fade to black)
Facebook ve twitter'daki profil fotoğrafları, koyu renklerin hakim olduğu tek bir görsel tarafından domine edilmeye başladıysa yine başımıza hiç olmadık bir felaket gelmiş demektir. Görselin tonları ne kadar koyuysa felaketin boyutu da o kadar büyüktür. Her yanı tamamen siyah zeminden oluşan profil fotoğraflarının kaplaması ise... ne siz sorun ne biz söyleyelim...
Felaket anında sağ klik, "save as" yapıp kullanınız... (Hediyedir, para ile satılmaz)
5. BBC'ye Savaş İlan Edilmesi
"Olabilecek en mükemmel lider tarafından olabilecek en mükemmel şekilde yönetiliyoruz, o halde ters giden her şey başkalarının suçudur" ön kabülüyle yayın hayatlarını sürdüren Sabah, Star, Yeni Şafak ve Akit dörtlüsünün seferberlik haline geçmesi de gerçekten hiç hayra alamet değildir. Bu seferberlikteki eşleşme genelde Sabah, Star - "Paralel yapı", Yeni Şafak - "Dış mihraklar", Akit - "Hepsi birden" şeklinde gerçekleşir. Durumun en vahim olduğu nokta ise kadrosundaki hiçbir ismin Misak-ı Milli sınırları dışında gazeteci olarak iş bulamayacağı Yeni Şafak'ın BBC'ye savaş ilan etmesidir. Ne zamanki bu gazetede "BBC'nin kirli oyunu!!!" manşetini görürsünüz o zaman anlayın ki boğazımıza kadar boka battık ve kokusu tee Ada'ya kadar gidiyor...
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et