Yeni Başlayanlar ve Kafası İyi Olduğundan Hiçbir Şey Hatırlamayanlar İçin: AMSTERDAM
Bütün sene çalışıp para biriktirdiniz, prim aldınız, çifte maaş aldınız yahut babanızın fabrikası var ve bir Amsterdam planı yaptınız. Bugüne dek gidenlerin fotoğraflarına hasetle baktığınız, elleriniz titreye titreye like verdiğiniz o harikalar diyarına sonunda kavuşacaksınız. Lakin gurbet eller içinde en a. g. dağıtma ve dağıttırma potansiyeli barındırdan yörelerden olan bu şehre gitmeden evvel aklınızın bir kenarında bulunması gerekenler var. Bizzat kendi tercübelerimin imbiğinden süzdüğüm uyarıları, tavsiyeleri ve işinize yarayabilecek ekstradan 3-5 bilgiyi bırakıyorum buraya. Şimdiden tebrik eder, önümüzdeki 1 sene boyunca paylaşacağınız tbt'leri hasretle beklerim....
1. Bundan da bi içiyim nolcak ki…
Demeyin. Sakın demeyin. Her ne kadar yasal da olsa, bu yasal oluş hali bile sizin g.tünüzü başınızı ayrı oynatmaya fazlasıyla yeter. Coffee Shop’larda önünüze konan sigara menüsüne güzelce bakın. Gerekirse sözlük açın (arkadaşınıza da güvenmeyin, pislik yapası vardır belki). İçeceğimiz şeyin etkilerini ufak bir anlatımla biz turistlere belirten açıklamalar kabak gibi yazıyor orada.
Misal menünün o bölümüne iki tane çiçek, kelebek illüstrasyonu falan koydularsa bu kelebek göreceğiniz anlamına gelmiyor. Dümdüz kelebek oluveriyorsun, kanat çırpıp uçarım sanıyorsun demek büyük ihtimalle. Gerçekten de fiziksel olarak uçabilen bir canlı değilseniz kafanızda iyice bir tartıp öyle deneyin diyor yani...
*Mekan önerisi; GreenHouse, Bulldog
2. Ellerim? ELLERİM? ELLERİME NOLDU LAN?
Yaaa. Bilmem kaç senelik elleriniz gitti yerine ışıklı, neonlu abuk subuk bir şey mi geldi? Arkadaşınız şekilsiz ve anlamsız bir hale mi büründü? Anlıyorum, tabi. Mushroom Effect canım o tam olarak. Madem onu yedin orda, acayipli ışık oyunlarına ve çeşitli cisim bozukluklarına uzunca saatler maruz kalacaksın demektir. 20 metre uzağındaki adamın yüzündeki sivilceye dahi görür hale geleceksin. Dragonlar uçacak belki de tepende. Bilemem ama durum kısmen böyle olacak. Yiyosa, ye diyorum. Aslında gitmişken ye tabi, Amsterdam’ın uçan ejderhaları, ne bileyim dans eden karıncaları meşhur…
Ha bir de, dozajlarına göre orada 1 pati, 2 pati, 3 pati (x-xx-xxx şeklinde de olabilir) gibi uyarılar var. Napıyoruz? En başta 1 pati deniyoruz yahut x. Dediğim gibi işte… Düşmeyin kanallara…
(Ha bi de bisiklet kullanmayın. Naçizane)
Tanıştırayım: 1 senelik kız arkadaşın Selin ve o da tam olarak senin şu an neye benzediğini çözmeye çalışıyor...
3. Bisikleti tam buraya koyduğumdan eminim ya?
Muhakkak öyledir. Aynen.... Peki emin misin bisiklet kiraladığına? Arkadaşlarınıza hava atmak için savurduğunuz check-in'lere harcayacağınız eforu, kesinlikle konumları telefonunuza kaydetmek için de harcayın. Bisikleti mi koydunuz şuraya? Hemen o şuranın yerini kaydedin. Daha sonrasında akıl tutulması, efendime söyleyeyim zihin mıcıklaması yaşamayın. İnsan bazen kendine hayret edebilecek hale gelebiliyor çünkü.
Sormaaa neden niçiiin, her şey yasallıktan….
- Abi emin misin buraya park ettiğinden?
4. Van Gogh Müzesi mi yoksaa Rijksmuseum mu?
Mantar yediyseniz eğer ve içinizde sanatsal ufak bir kırıntı var ise Van Gogh müzesini ısrarla tavsiye ediyorum. Ben isterim ki tablolarda gezin. İsterim ki ‘’Yıldızlı Gece’’ tablosunda yıldız olun. İsterim kiiii ‘’Almond Blossoms’’ tablosunun dalına konabilin kuş misali. Tabi bu demek değil ki Rijksmuseum’u gezmeyin. Gezin. Ne yiyip, ne içtiyeniz gidin gezin. Anne Frank’ın Evi’ni de unutmayın. Meydandaki Madame Tussauds Müzesi’ne de gidip Angelina Jolie ve Brad Pitt’l fotoğraf çektirmeyin ama. Hem ondan burada var artık, hem de çok demode...
En azından tabloyu gif olarak görseniz o bile bi şey...
5. OHAAAAA…. AJAX!
Kızlar bu oha hepinize gelsin. Neden diyorsanız eğer açıklayayım hemen. Oradayken dileyin ki Amsterdam’ın Ajax futbol takımı maç kazansın. ‘’Bana ne ayol bundan’’ gibi bir şey muhakkak içinizden geçiyor ama toplu halde kutlamaya çıkan o kadar fazla yakışıklı beyi aynı anda bir daha nah görürsünüz. Hem de bunlar havaya kurşun sıkmıyor, inanabiliyor musunuz? Birbirlerine sarılıp, hoplayıp, zıplayıp eğleniyorlar. Gözünüze kestirdiğiniz bir bey diğer beye sarıldığında, diğer bey olasınız geliyor hatta. Yerinizde olsam gitmeden evvel takımın kadrosuna, ligdeki durumuna, en son yaptığı maçın gollerine ve tartışmalı pozisyonlarına falan bakarım, offside nedir diye açıp öğrenmeye çalışırım. Offside emek idi, belki de ekmek idi...
6. Eli boş dönmek olmaz
Hemen tavsiyelere başlıyorum. Babanneniz ve anneannenize bong hediye edin. Onu vitrinde görmeyi seviyolar nedense. Dedeniz ve babanıza pipe, annenize ise weed grinder. Kardeşlerinize cannabis lolipop, halalar ve teyzelere de cannabis biscuit. Tarımla ilgilenen akrabalarınız var ise salvia seeds alırsanız muhtemelen aileniz sonsuza dek parçalanmayacak ve sevgi içinde yaşayacaksınız.
Çünkü hayırlı evlat olmak bunu gerektirir...
7. Brownie mi lan o?
Öyle de denebilir şekil ve tat itibari ile ama o brownieden daha fazlası. Genelde space cake denen brownie görünümlü şey, Coffee Shop'larda karşınıza ısrarla çıkacak. Tadı damağınızda 8-9 saat kaldığı gibi, beyninizin içinde de bir o kadar kalacak. Aman bana bir şey olmadı deyip ikincisini yemeyin. Bir şey olacak, yaklaşık 40 dakika sonra. Wait for it...
Ağızda dağılan lezzet...
8. Elbette Red Light...
Buraya kadar gelip de ‘’Red Light District’’i görmeden döneni havaalanında dövüyorlar. Hatta oraya kadar gittiyseniz de striptiz kulüplere uğrayın derim. Mesela Moulin Rouge isimli striptiz kulübünde kiliselerdeki oturgaçlardan var. Buraya oturup, 1 adet bedava içkinizi içip, size sunulan 4 adet şovu izlerken beni de hayırla anın. Kimi mekanların girişini ise Türk bodyguard'lar bekliyor. Bunlar sizin de Türk olduğunuzu anladıkları an usulca sokulup ‘’canli zikiş’’ diyebilirler. Yaşandı bu. Panik yapmayın, "Lan yanlışlıkla Ankara pavyonuna mı geldik?!" diye canınızı sıkmayın. Oraya gidin. İndirim yapıyorlar girişte…
Buradan böyle bakınca biraz hüzünlü evet...
9. İşe yarar bilgi…
Pork = Domuz
Uyarayım da açlıktan gözünüz döndüğünde, menüye gerekli hassasiyeti göstermediğinizde gezinizin geri kalanını tövbelerle geçirmeyin. Malımı biliyorum çünkü. Her boku yersiniz orada ama domuz eti kırmızı çizginiz olur. Aferim...
(Mervously Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et