Araştırma Dosyası: Tarihe Damga Vurmuş Kimi Ünlülerin Ölmeden Önceki Son Sözleri (Bazısı baya tırt)
Onlar, kendi alanlarında tarihe damga vurmuş insanlar (senin benim yapacağımız iş değil). Hayatlarıyla olduğu kadar ölmeden önceki son sözleriyle de iz bırakmış bazı ünlülerin, son anlarında ağızlarından ne çıkmış (nefes dışında yani) sizin için araştırdık ve derledik. Kim hayattaki çizgisine yakışır biçimde dünyaya veda ederken de iddialı laflar etmiş, kim senin benim gibi "Lan ananskymnoluyo lan!" diye biraz tırt gitmiş, buyrun hep beraber bakalım...
1. Salvador Dali: ‘’Saatim nerde?’’ (1904-1989)
Efendim, bildiğiniz üzere ünlü ressam Salvador Dali’nin insanlığa emanet ettiği iki büyük özelliği vardı. Biri sapıklığı, diğeri ise cimriliği. Azraille göz göze geldiği an, aklına gelen ilk şeyin yatak döşek pozisyonda çaktırmadan saatinin araklanma ihtimali olması bile, ne denli büyük ve koca yürekli bir ressamı kaybettiğimizin bir göstergesidir. Umarız şu an ışıklar içinde, yelkovanın akrebi kovalamasını izliyordur...
2. Leanorda Da Vinci: ‘’Çalışmalarım olması gereken kaliteye erişemediği için Tanrıyı ve insanlığı gücendirdim.’’ (1452-1519)
Son nefesinin tamamını öznesiyle, yüklemiyle, kah belirtili kah belirtisiz isim tamlamaları ile, gerçek bir akdeniz beyefendisi gibi heybetli bir cümle kurmak için harcayan Da; ardında bıraktığı, kıymeti anca 500 sene sonra anlaşılan çalışmaları ve SSK borçları ile ailesini ve sevenlerini derinden yaralamıştır.
3. Steve Jobs: (eşine bakarak) ‘’oh wow oh wow oh wow ‘’ (1955-2011)
Sağlıklı olduğu zamanlarda eşiyle geçirdiği mutlu dakikalara göndermede bulunan Jobs, eşine bakmak suretiyle yaptığı bu hamle ile son nefesini en keyifli veren ünlülerimizin başında gelmektedir. Odada bulunan din görevlileri bu durumu hoş karşılamamış ve ‘’ağzıma sokaydın bari!’’ diyerek kendi günah çizelgelerine de bir çentik daha atmışlardır.
4. Bob Marley: ‘’Para, hayatı satın alamaz.’’ (1945-1981)
Vefatından dakikalar önce, kendisinden borç isteyen ilkokul arkadaşı ile hararetli bir tartışmaya giren Marley, kendisine zorla senet imzalatmaya çalışan ve ‘’nabacan paracıkları yanına mı alacan!’’ gibi sığ ifadelerle ikna çalışmalarını sürdüren arkadaşına sosyal mesajını vermiş ve bir rivayete göre tam anlaşılamayan bir şeyler daha söylerken oracıkta ruhunu teslim etmiştir. (‘’mother fu..c….---!?)
5. Mozart: ‘’Ölümün tadı ağzımda, bu dünyaya ait olmayan bir şey hissediyorum.’’ (1756-1791)
Anne tarafından Manisalı olan büyük besteci Mozart’a, anneannesinin ‘’Ölüyü diriltir bu!’’ diyerek köyden gönderdiği keçi boynuzuyla harmanlanmış mesir macununu, büyük üstadın ağzına bir parmak çalmak suretiyle yedirirler. Neye uğradığını şaşıran Mozart’ın, bedeninde bütünsel olmasa da kısmi bir hareket hasıl olur. Mozart’ın 35 gibi gencecik bir yaşta hayatını kaybetmesi ile bu durumun, doğrudan ilintili olduğuna dair ciddi bulgular mevcuttur ve soruşturma hala sürmektedir. (kaynak: yaban tv.)
6. Oscar Wilde : ‘’Ya duvar kağıdı gidiyor ya da ben.’’ (1854-1900)
Bu sözden sonra Wilde’ın yatağı çevresinde onun ölmesini izlemek için bekleşen aile bireyleri, derhal arkalarına dönerek duvar kağıdına odaklanırlar. Gerçekten de duvar kağıdının kaydığını gören aile bireyleri, duvar kağıdını daha yeni değiştirdiklerine ve bu devirde artık eskisi gibi sağlam işçilik yapılmadığına dair takribi 10-15 dakika süren hareretli bir tartışmaya dalarlar. Akabinde döndüklerinde Wilde’ın son nefesini verdiğini ve kendi aralarında tartıştıkları sırada bir şeyler söylemiş ise duyamadıklarını, haliyle de son sözlerinin duvar kağıdı meselesi olabileceğini belirtirler.
7. Albert Einstein: ‘’Ben görevimi burada bitiriyorum.’’ (1879-1955)
Büyük fizikçi, ilim-irfan adamı, bilimde açmadığı çığır, kırmadığı şeytan bacağı kalmamış olan, aynı zamanda atom bombasının bulunmasındaki katkıları ile itliğin serseriliğin önünü açmış olan Albert Einstein, Zeynep Kamil Hospitol of Princeton’da bu son sözlerini söylediği an, başında bekleşen tüm aile bireyleri, hemen yan yatakta yatan ve bir süpermarketten kasiyer emeklisi olan Hans Holdengauch’a (102) gözlerini diker. Holdengauch herkesin ona baktığını gördüğü an, biraz silkinir ve derhal ölür. Pek uzun sayılmayacak bir hayata dünyaları sığdıran ve fizik bilimini adeta baştan yazan Einsten’in görevini tamamladığına inandığı an, Hans’ın da kendi görevlerini tamamladığına inanıp inanmadığı (kartla mı ödeyeceksiniz, nakit mi?) tarihi
bir sır olarak öylece kalmıştır.
8. Nikolay Vasilyeviç Gogol: ‘’Merdiven, çabuk bir merdiven getirin!’’ (1809-1852)
Ünlü edebiyatçı Gogol’ün, ‘’tövbe estağfurullah!’’ nidaları ile karşılanan bu isteğinden sonra, alalacele bulunan bir merdiveni zaten zemin katta oturmasına rağmen, pencereden sarkıtmak suretiyle kaçtığı bilinmektedir. Bu sebepten dolayı, esasen son sözlerinin ne olduğu da, neden kaçtığı da, giderken aile bireylerine ve bilhassa dayı çocuklarına neden ağır küfürler sarf ettiği de bilinmemektedir.
9. Dominique Bouhours: ‘’Ölmek üzereyim veya ölmekteyim. Bu ifadelerin ikisi de doğrudur.’’ (1628-1702)
Bir dilbilimci olan Bouhours’un, giderayak hala özel ders öğrencisi olan Yahya T.’ye cümlede anlam konusuna örnekler vermeye çalışması, kendisinin ne denli idealist bir öğretici olduğunu, öğrencisinin de ne denli angut olduğunu göstermiştir. Elinde defteriyle ‘’hocam sınav yaklaşıyor. Şu cümlede anlam konusunu tam anlamadım..?’’ diyerek, ünlü dilbilimcinin saadet dolu son dakikalarını da zehir eden Yahya T., o sene sınavı kazanamamış ve aradan çıksın diyerek askere gitmiştir. (bkz: son of the onun bunun.)
Efendim, malumunuz bir gün hepimizin bir sözü son sözümüz olacaktır. Bu sebeptendir ki, hiç ölmeyecekmiş gibi gıybet yapın, fakat birazdan ölecekmiş gibi de kaliteli iftiralar atın. Görüşmek üzere...
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et