İnceleme: Basiretsiz Bir Nefret Aracı Olarak ÖSYM ve Bir ÖSYM Sorusu Olarak Mabel Matiz..
İçimizin bizi, dışımızın dünyayı yaktığı bu dönemin hakkından gelmeye çalışırken, birlik ve beraberlik algımızın da ayarları iyice bozuldu. Virüsün sinsi sinsi aramızda gezmesi, her gün şiddetinin ünlü/ünsüz yeni versiyonlarına tanık olmamız filan, hiiiç sallamadan baş döndüren dolgun nefret söylemleriyle uğraşıyoruz. Pride haftasıyla birlikte tekrar tazelenen homofobi, ÖSYM’nin yeni açıklamasının içine bile sıçradı. Önce şaşırtıcı bir medeniyet göstererek YKS sorusunda Mabel Matiz’in sanat serüvenini konu alan ekip, ardından “Milli ve manevi değerlerimize aykırı” gerekçesiyle soruları hazırlayanlara inceleme başlattığını duyurdu. Alın size simülasyonun en trajik level’ı…
Sınavda geçen “Gözümün gördüğü, göğsümün bildiği ile bir değil…” şarkı sözü olur da öğrencilerin cinsel tercihlerini filan değiştirir diye korkuya kapılan kurum, aynı zamanda Mabel Matiz’i durduk yere gündem yapmanın şokunu yaşıyor. Kendileri, soruları “sınavdan sonra” denetleme şansı bulduklarını da böylelikle açık ederken; 1 taşla vurdukları skandal sayısının verisini henüz kamuoyuyla paylaşmadılar…
Arada bir Twitter’ı yoklayıp cennetten ifşa toplarken ÖSYM. <3
Düne kadar özel hayat falan sallamadan her kesimin son ses dinleyebildiği sanatçıyı neden linç kültürüne alet ettiklerini ‘kendi hazırladıkları’ 36. YKS sorusu üzerinden inceleyelim…
Mabel Matiz ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Kültürel ve tarihi çeşitliliği yansıtan bir sese ve anlatıma sahip olduğu
Kafa sesinden mi gönül sazından mı çıktığı belli olmayan nazik ve yer yer isyankar sesi, duyunca kendini ayırt edercesine has. Ağıt tınılarında dolaşan nameleri tarihin tozlu sayfalarındaki halk ozanlarını hatırlatırken, şarkılarının başrolü olan sazını da eserlerinden eksik etmemekte inatçı davranıyor şarkıcı.
Şarkı sözlerinin hikayesi koluna sevgili takıp bebekte turlamasının ötesinde bir derinliğe sahipken, piyasanın dansözlüğünden uzak özgünlükte yaratımlar yapması katma değerini artıran faktörlerden. Ünü ve tıkı arttıkça ‘ne oldum delisi’ rotasını tercih etmeden geldiği yeri daha çok deşmesi; deştikçe sürreal değerler keşfetmesi ve bu toprağın ayrıcalıklarını altın tepside sunması, kültürel olarak bir güncelleme etkisi yapıyor dinleyicide.
“Yar bulamadım yerimi yetiş ya Nûr, Yağdır mümkünleri. Yalın ayak yürüdüm geldim, Aşksa tabu, aştım müşkülleri”, “Cigarası da tüter, canım acısından yorgun, kendi dalına düşman bu çiçeği nasıl sevsin?” gibi cümleleriyle ciğerimizi hedef alan sanatkâr, giderli Türk popumuza da gün yüzü göstermiş oluyor.
B) Türk müzik piyasasında büyük bir ilgi uyandırmayı başardığı
Tır şoförü ve Kıbrıs gazisi bir babanın evladı olan kimlik adıyla Fatih Karaca, Mersin/Erdemli’de içine kapanık bir çocukluk geçirmiş. Kekeme olduğu için sosyalleşmekten kaçınan minik Fatih; kendini kitaba, şarkıya ve şiire vererek temellerini ta o zamandan inşa etmeye meyletmiş.
Büyüdükçe sanatın iyileştirici ruhu yaralarına şifa olacak ki, bir başkası okusun hayaliyle türlü türlü deneysel şarkılar peyda edivermiş. Okuyacak pek kimseyi bulamayınca da iş başa düşmüş tabii ve internet camiasında kendine şimdi ki anonim ismini bularak kendi çalıp kendi yüklemiş oraya buraya. Hal böyleyken farkı kısa zamanda keşfedilen ürkek güvercin toy Mabel, kendini amatör dünyadan profesyonel müzik hayatına doğru giden özgüven yolculuğunun ortasında bulmuş.
2000’lerin başındaki Türk müzik cengaverliğinin etkisi git gide azalırken, Mabel Matiz güçlü girişiyle bir anda grafiği değiştiriyor ve Türkçe popun evrimine taze bir dokunuş yapıyor. Geçmişin dar kalıplarını fırsata çevirerek yaptığı 4 albüm ile zamanla “Yılın müzisyeni”, “En İyi Erkek Sanatçı”, “En İyi Albüm” gibi prestijli adaylıklarda tam 16 kez ödüllendiriliyor.
Sıla, Göksel ve Teoman gibi sağlam isimlerin kariyerlerine sihirli dokunuşlar yapmaktan çekinmezken, eserlerinin zamansız şarkılar arasında gösterilmesiyle de ruhunu hiç olmadığı kadar dinleyicisine açıyor. Zaman zaman kişisel değerlerine yapılan saldırılara da pata küte karşılık vermekten kaçınıyor ve asıl cehalete olan cevabı, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde İnsan Hakları ve Hukuku alanında yüksek lisansa başlamasıyla veriyor.
C) Kendisiyle özdeşleşmiş yürekli yaklaşımını Maya albümünde de sürdürdüğü
Hem kıyafet seçiminde hem de kreatif konseptlerinde Anadolu motiflerinden dibine kadar yararlanan kent ozanımız, kendi annesinin ismini verdiği Maya albümünde de vizyonda çıta mıta bırakmadı desek yeri. Görsel algısını coğrafyasıyla bütünleştirerek kliplerini Antalya’nın köylerinde çekerken, tarihi hikayelerimizi canlandırmak için Nemrut dağında mistik yolculukların yolunu bile tutmuşluğu var. Türkü geleneklerini synth popla harmanlayıp nostaljik duyguları özgün alt yapılarda buluşturan Mabel, yüreğinden çıkan acı tatlı ne varsa kültür mirasımız ışığında yüreklere sızdırmayı bildi.
D) Mabel Matiz’in milli, manevi değerlerimize ve toplumsal değer yargılarımıza zarar verdiği
Cevabını bildiği soruda bile takılan abes kurum; sanatçının milli değer yücelten Anadolu çıkarmasına, yöresel temaları yüceltme gücüne ve toprağındaki evrensel sevgiye daima temas etmesine karşı çıkmayı seçti. Belli ki manevi değer algısı soru satmak, toplumsal değer yargısı ise cinsel kimlik yargılamak olan bu külliyat, nedense kendi sarsak görüşleriyle bizim değerlerimizi belirleyip adımıza konuşmaya cüret ediyor. Eh huyumuz kurusun, neyse ki karşı çıktıkları her şeyde bir hikmet olduğuna ayıyoruz da sanata ve sevgiye olan bağlılığımız gün geçtikçe arşa çıkıyor.
Şahsen tüm şuurumla D şıkkının üstünü karalamakta onur duyuyor ve son sözü ‘değer’li şarkıcının karantinada karaladığı dizelere bırakıyorum;
Başlarım böyle yıla ben,
Bir güldürmedi süründürüyor.
Birbirimizden kaçarak,
Sevmeyi sürdürebilir miyiz?
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et