İlk Yurtdışı Tatilinde Çek Cumhuriyeti'ni Görmek İçin 5 İyi Neden
Şimdiye kadar hiç yurtdışına çıkmamış, bütün tatillerini yurdumuzun Ege ve Akdeniz kıyılarını gezerek geçirmiş kişiler, sıklıkla aynı parayla yurtdışında kral gibi tatil yapıyor olabilmenin hesabını yapar ve şaşırırlar. Yerli turist için her zaman pahalı olan ülkemiz gezip görmekle bitmiyor ayrı konu. Ancak başka ülkelere gidip, başka kültürler tanımanın ve gelip burada bezdirene kadar bizlere anlatmanın da ayrı bir zevki var.
Bu işi profesyonelliğe dökmüş, aylar öncesinden ucuz uçak bileti kovalayan, otel rezervasyonlarında beyni GPS gibi çalışan ve Facebook'ta tüm tatil fotoğraflarını gözünüze sokan o gıcık arkadaşlarınızı tek tek inceledik. İncelemelerimiz sonucunda öğrendik ki bunların hepsi en az bir kere Çek Cumhuriyeti'ne gitmiş ve bir Allah'ın kulu da size "gel birlikte gidelim" dememiş. Bu durumda akla 2 soru geliyor:
- Bunlar ne biçim arkadaş?
- Bu Çek Cumhuriyeti'nde ne var anasını satayım?
Boş vaktimiz çok olduğundan araştırmalarımıza devam ettik ve ömründe ilk kez yurtdışı tatiline gidecek olan sizlere Çek Cumhuriyet'ini görmek için 6 iyi nedeni sıraladık. Buyurunuz...
1 - Kızlar güzel... Evet... Güzel...
"Değişik kültürler tanımak"tan kastı "güzel kız görmek" olan yurdum insanı için biçilmiş kaftandır Çek Cumhuriyeti. İki erkek çıkacağınız tatilde gözünüzün gönlünüzün açılacağı, bayi toplantısına gitmiş esnaf kadar mutlu olacağınız kesin. Ama ilk yurtdışı tatilini balayına denk getiren çiftlerimizin yine ilk kavgalarını da bu sebepten yapma olasılığı yüksek. Burada tavsiyemiz, hanım kızlarımızın kendini tarihe ve doğaya vermeleri. Unutmayın ki; bu adamların dönüp geleceği yer sizin yanınız. Salt bacak boyu 1.20 olan Çek kızlarının bir kısmı büyüdüğünde top model olabilmek için kapağı başka ülkelere atmaya çabalarken, bir kısmı da çok zengin Amerikalı iş adamlarının eşi oluyor. Dünya casting endüstrisinin lider ülkesi Çek Cumhuriyeti sizi ürkütmesin. Kafka'nın memleketinde iki güzel kız gördü diye "Dönüşüm"'ün hasını yaşayan sevgiliniz, sizi aşktan tiksindirmesin.
“He yav he 30'umuzdan sonra çöküyoruz biz...”
2 - Yeme, içme... Daha çok içme... Hatta direkt bira!
Yurtdışı tatilcilerinin değişmeyen huylarından biri de, "gittiği ülkenin en ünlü yemeğini içeceğini tüketmezse ölecek hastalığı"ndan muzdarip olmalarıdır. Gittiği yerlerde de tur rehberinin sözünden çıkmayanlar, bütün dünyada sadece pizza yendiğini düşünebilirler. Çek Cumhuriyeti'nde geyik eti yemeyi ihmal etmemenizi tavsiye ederiz. Ayrıca "trdelnik" ve "medovnik" adındaki buralara has iki ünlü tatlı da denemeye değer.
Gelelim Çekler'i Çek yapan en önemli şeye: Bira’ya! Avrupa'da en çok bira tüketen ülke olan Çek Cumhuriyeti, aynı zamanda çeşit çeşit ve uygun fiyatlı biralarıyla da ünlü. Takriben 50 çeşit bira üretilen Çek Cumhuriyeti'nde, biranın tadının muhabbetten geldiği düsturu hakim. Çeklerin dünyaya en büyük katkısı olan Kozel biranızı yudumlarken, aynı dili bile konuşmadığını insanlarla nasıl sohbet edebildiğinize hayret edecek, bu mükemmel tadı sunan uzman kadroya her yudumunuzda methiyeler düzeceksiniz.
3 -Sanat, edebiyat, mimari ve türlü gotiklikler
Peter Jackson, zamanında Yeni Zellanda'da on dönüm arazi kapatmasaydı, The Lord of The Rings serisini Çek Cumhuriyeti'nde çekebilirdi. Prag ve çevresinde Elf hanedanı kalıntılarına rastlayabileceğiniz gibi, çevre illerde pek çok Hobbit köy görmeniz mümkün. Üstelik bu köylerde AHOY diyerek bir evin kapısını çaldığınızda Türk misafirperverliğinin benzeri bir canayakınlıkla karşılanıyorsunuz.
Bir ülke hakkında atıp tutmadan önce oranın iklimini, doğal yaşamını da öğrenmek ve anlamak gerekiyor. Yılın neredeyse 11 ayında kapalı ve yağmurlu olan Çek Cumhuriyeti'nin iklimi, sanata ve mimariye hatta insanların ruh haline de yansımış. Nemden rutubetten olsa gerek, bütün halk kendini kaplıcalara vermiş. Kaplıcayı duyunca aklınıza çocukluğunuzda annenizile zorla gittiğiniz hamam travması gelmesin. Bu kaplıcaların içi bira dolu! Tüm bunların haricinde gotik mimarinin de 3 asırlık ilginç eserlerini görmek mümkün. Bone Church gibi hayatınızda başka hiçbir yerde karşınıza çıkması mümkün olmayacak sırf kemiklerden yapılma bir kilise buna dahil.
“Bira çok güzel, gelsene...”
4 - Çek Cumhuriyeti'nde alternatif tatil qeyfi...
Yakın arkadaş çevremde sıkça dalgasını geçtiğimiz bir çift var. Bu çiftin yurtdışı tatil anlayışı genelde "aman milletin asla aklına gelmeyecek yerlere gidelim de farklılığımızı konuşturalım" üzerine kurulu. Biz de arkalarından "yahu Sierra Leone'de iç savaşa kurban gitmeseler bari.." şeklinde endişeleniyoruz.
Siz de bu çift gibi herkesten farklı tatil anlayışına sahip olmak istiyorsanız, Çek Cumhuriyeti yine tam size göre. Herkes Prag'a giderken siz farklılığınızı konuşturun ve başka şehirlerini görün; aynı Çek'ler gibi... Ülkelerinde denizin olmamasından muzdarip Çek halkı, tatil günlerinde ormanlara, kırlara, dağlara yöneliyor. Dağcılık için bir çok iyi tesisi bulabileceğiniz gibi, ormanlarda çocukluğunuzda okuduğunuz masal kitaplarında resmedilen ahşap kulübelerden kiralayabilirsiniz. Yalnız ormanda mangal yapayım derken kulübeyi yakıp, iki ülke arasını germeyin lütfen.
Çek Cumhuriyeti Karpuz Çatlatan Deresi kıyısında çekilmiş bir hatıra fotoğrafı...
5 - Alışveriş çılgınlığı...
Gelelim hepimizin kendini kaybettiği noktaya: Efendim, bu ülke bir Avrupa ülkesine göre oldukça ucuz. Çok şükür ki hala Euro'ya geçmeyen Çek'ler, akın akın ülkelerine gelen turistleri Kron'la sevindirmeye devam ediyor. He alıp alabileceğiniz şeyler porselen, el yapımı ahşap kuklalar, magnet ve içki... Alışverişte pazarlığa da açık olan Çek esnafı, ilk tatilinizde yabancılık çekmemeniz için elinden geleni yapıyor adeta.
Tanesi 2 Kron'dan 20 Prag magneti alın, ofiste dağıtın, şanınız yürüsün..
Şu kadar anlattığımız şeye rağmen hala Çek Cumhuriyeti'ne gitmek için karar veremediyseniz ya da prim alma hayallerinizin suya düşmesi tatil hevesinizi kırdıysa üzülmeyin. Açın bir Kozel; bakın ikinci şişeden sonra yanınızdaki sevgiliniz bir anda nasıl da Karolina Kurkova'ya dönüşüyor.
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et