Korona Ayırdı Bizi: Yeni Başlayanlar İçin Uzak Mesafe İlişkisi...
Koronavirüs salgını yüzünden üniversitelerde eğitimin en az bir dönem daha uzaktan yapılacağı netleşirken, uzaktan yürütülecek şeyler listesine ilişkiler de otomatikman ekleniverdi. Önümüzdeki günlerde sadece üniversitelileri değil mezun olmuş eşek kadar insanları (bkz: ben, biz...) da etkisi altına alıp ilişkileri telefon ekranlarına mahpus edecek yeni bir kısıtlama dalgasının geleceği de az çok belli. O halde gelin hep beraber uzak mesafe ilişkisinin temel kurallarına bir kez daha göz atalım...
Uzak mesafe ilişkisi, ''İki gönül bir olursa samanlık seyran olur’’ diyerek kendinizi avuttuğunuz ilişkilerde, ortada bir olunacak bir samanlığın bile bulunmadığı versiyona verilen addır. Bu samanlık eksikliğinden mütevellit ortaya çıkan problemler genelde çığ gibi büyür ve ‘'Yhaa biz birbirimizi seviyoruz’’lar, aradaki mesafelere yeniliverir. Çünkü evet, ‘’gözden ırak olan gönülden de ırak olur’’. Yeteri kadar moralinizi bozduysak eğer (hehe) konumuza gelelim. Uzak mesafe ilişkilerde karşılaşılan problemler nelerdir, nasıl başa çıkarız (ya da en azından bi deneriz)...
1. Sevgilinin dahil olduğu yeni ortam
Velev ki bir sebep yüzünden manitanız ile farklı şehirlere düşmek zorunda kaldınız. İstiyorsunuz ki o yeni şehrinde geçireceği zamanda yapayalnız olsun. Kimseler yüzüne bakmasın. Asosyal olsun çıksın. Kimselerle tanışmasın… Çünkü biliyoruz ki lugatınızda ‘’yeni insan’’ demek ‘’çok seksi bir kadın yahut heykel gibi bir adam’’ demek. Zihinde belirenler kesinlikle bunlar ve aniden loop'ta çalmaya başlayan ‘’sardı korkular, gelecek yıllar…’’.
"Arkadaşlarla rakı balık yapıcaz" denince kafada canlanan (temsili)
O zaman napıyoruz? Bırakıyoruz sevdiceğimizi, nasıl istiyorsa öyle sosyalleşsin. Darlamayın, bunaltmayın. İçiniz içinizi de kemirse bunu yansıtmayın. Gerekirse konuşmadan önce duvar muvar yumruklayıp gerginliğinizi iyice atın. Unutmayın ki ayrı olduğunuz sürede birbirinize yaşatacağınız her mutsuzluk karşı tarafın zihninde "Lan zaten bi hayrını gördüğüm yok, ben ne çekiyorum bunun afra tafrasını mk?" sorusunu gündeme getirir ve o sürenin sonsuza dek uzamasından başka bir halta yaramaz.
En baştan şunu kabullenin, uzak mesafe ilişkisi kontrolün nerdeyse sıfır olduğu bir durumda kendinizi karşı tarafın insafına terk etmektir ve cevap aramanız gereken soru "nasıl daha iyi kontrol edebilirim?" değil, "nasıl daha fazla güvenebilirim?"dir.
2. The person you have called…
Panik yapmayın. Yani 1 saat önce iletişim kurduğunuz ve dışarıda olduğunu bildiğiniz sevgilinizin telefonun kapanması, sizde hemen anksiyeteye yol açmasın. Bir sakin olun, elinizdeki telefonu kenara bırakın. Olabilir. Düşürmüş, bozmuştur. Cidden şarjı bitmiş bile olabilir (şarjı bitmiş BİLE derken, en olası durumu nasıl eledim?). Kontrollü olun ve telefonu açtığı an ağzına sıçmaya başlayın. Bunu da ‘’Sizin oralar komple kırmızı olmuş, entübe oldun sandım..’’ falan gibi vicdani yoldan yapın.
Telefonun başında Hakan Altun gibi ol...
Bu noktada uzak mesafe içinde bulunanların telefonlarının şarjları ve sinyal durumları konusunda daha bir hassas olmaları gerektiğini de hatırlatalım. Zaten ottan boktan nem kapmaya meyilli hale gelen sevdiceğiniz koronadan korunacağım derken ülser olsun istemiyorsanız mümkün mertebe o telefonu çalışır halde tutmaya gayret edin. Aksi bir durum olacaksa da önceden haber edin.
3. Maviye dönüşemeyen Whatsapp tikleri…
Bu çift tik olduktan sonra bir de rengini beklediğimiz komünikasyon süreci. İkinci level yani. Sizin çeşitli tikler edindiğiniz ve mora dönmeye başladığınız evre ile paralel ilerler. Hani sizin hemen mesajlarınıza cevap veren sevgiliniz? Nerde o daha ‘’nasılsın aşkım’’ yazmadan ‘’iyiyim aşkım’’ yazan aşkitonuz? Öyle hemen Tarık Akan’ı gelinliği ile kovalayan Adile Naşit gibi ‘’uçtu kuşum’’ moduna girmeyin. Kuşunuz belki müsait değildir. Kuşunuz tuvalettedir ve telefonunu almamıştır yanına. Kuşunuzu hemen başka birinin üstüne kondurmaya çalışmayın. Cevap verdiği zamanda da ‘’sen müsait değilsin galbaaağ’’ gibi cümleler kurup kekoya bağlamayın. Siz de onu mesajını okumayın ve böyle böyle kopun mesela. Şaka şaka bu geç cevap verme/geç görme olayını rutine bağlarsa daha sonra yaparsınız. Böyle böyle koparsınız mis gibi.
"Aşkım profil resmin niye görünmüyor?"dan bir önceki aşama
4. Beraber yaptığınız aktiviteleri sürdürün
Ayrı şehirlere düşmeden önce, beraber ne yapıyorsanız onları yine yapmaya özen gösterin. Mesela bir dizi mi izliyorsunuz, yeni bölümü geldi ise aynı anda izlemeye gayret edin. Aralarda mesajlaşırsınız ve birbirinize ‘’ohaaa noldu laaan’’ gibi şaşkınlık nidaları yazarsınız falan. Beraber oyun oynuyorsunuz diyelim. Sevgilinizi alıkoyun. Hemen online olsun o da ve beraber oynayın. Bağlayın onu o gün eve. Bu tip şeylerle aranızdaki 346 km’lik bağlı sağlamlaştırabilirsiniz. Hem de manitayı mis gibi kitlersiniz ve o günü kurtarırsınız.
Doğru oyunu bulursanız ölene kadar da kitleyebilirsiniz. Çürüyene kadar…
5. Ziyaret ve iade-i ziyaret
Gidin yani vakit buldukça sevgilinizin yanına. Aniden de gidin eğer içinizde şüphe varsa. Ne demişler ‘’baskın basanındır’’. Bu baskının sahibi neden siz olmayasınız? Baskın niyetiniz, özleme eyleminizin önüne geçtiyse de, sevgilinizin yatak odasını talan edin habersizce. Bakalım bir ipucu var mı? Başka insanlara ait saç telleri, ne bileyim kolyeler küpeler…
Banyoyu da kesin kontrol edin. Bu ikisi, sizin ilişkinizde kocaman bir yarık açacak durumları ortaya çıkaran yerler. Gerekli kontrolleri yapıp ‘’clear’’ komutuna ikna oldu iseniz, güzel güzel vakit geçirmeye başlayabilirsiniz. Mümkünse yeni arkadaşları ile de tanışmaya gayret edin bu süreçte (of bu part full çakallık oldu be). Eh tabi müsait anlarında sevgiliniz de gelsin sizin yanınıza ve aynı kontrolleri o da yapsın. Müthiş ilişki olur böyle House MD tadında.
"Bu saçın geri kalanını da bulup yolmazsam adam değilim" bakışı
6. Müdür ne yaptın?
Sevgilinize mutlaka gününü sorun. Nasıl geçtiğini, bir şeye ihtiyacı olup olmadığını. Böylelikle hem onunla ilgilendiğinizi belli etmiş hem de birbirinizin hayatına dahil olmuş olursunuz. Bütün muhabbetiniz ‘’ben çıkıyorum haberin olsun hayatım, ben bilmem ne yapıcam haberin olsun çiçeğim, böceğim’’ ile sınırlı kalmasın. Haftalık programını falan da hani oturtursa en azından bilirsiniz; hangi gün delirecek gibi olacağını, hangi gün pamuk gibi olacağını. Ona göre tripsel problemlerinizi yaşatırsınız karşı tarafa. Özellikle sevgilinizin güzel geçen gününe denk getirmeye özen gösterin ki ağzına sıçılsa da sizi sakin karşılayabilsin
7. Sexting ve send nude'culuk
Detayına girmiyorum. Tek diyeceğim, güncel tutun...
Ve böyle yapmayın...
(Mervously Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et