Dizini Seç, Nasıl Bir Ruh Hastasısın Öğren: Geçmişten Günümüze Türk Dizilerinde Psikolojik Rahatsızlıklar Külliyatı...
Masumlar Apartmanı bir başladı pir başladı. Safiye’nin temizlik rutini evlerde Salı akşamlarını temizlik saati haline getirirken Hacı Şakir sabunlarının ambalajına “Gıda temizliğinde kullanılmaz” yazması farz hale geldi.
Safiye’nin her bir nohut tanesini bile sabunlayarak 4 kez yıkadığı Masumlar Apartmanı sayesinde izleyici de temizlik hastalığı olarak bilinen OKB ile yeniden karşılaştı. Diziye ilgi her geçen gün artıp, gazeteler bile “Safiye’nin hastalığı nedir” diye haber girmeye başlayınca, dedik ki dizilerdeki bu rahatsızlıkları hatırlayalım. Dizilerden hep tarihi ya da kadın-erkek ilişkilerini yalan yanlış öğrenecek değiliz ya, biraz da psikiyatri hakkında kulaktan dolma bilgilerle donanalım. Buyrun, geçmişten günümüze enteresan TV karakterleri ve kesin sizde yoksa bile eşinizde dostunuzda olan psikolojik sorunları...
(Meraklılarına bir de müjde vereyim, Nurgül Yeşilçay da TV8’in Netflix’e rakip yeni dijital platformu Exxen için bir komedi dizisi çekti. O da temizlik konusunda takıntıları olan bir karakterle beyaz cama gelmek için gün sayıyor.)
1. Masumlar Apartmanı
Dizide psikolojisi bozuk olmayan bir karakter neredeyse yok. Sorunu en belirgin olan ise elbette Safiye. Ezgi Mola’nın canlandırdığı karakter obsesif kompülsif bozukluk sorunu yaşıyor. Temizlik takıntısı olan genç kadının, dışarının pis ve güvensiz olduğuna dair inancı onu dışarı çıkmaktan da alıkoyuyor.
Yetişkin kız kardeş Gülben, ailenin rahatsızlık hanesini geceleri altını ıslatarak dolduruyor. Islak çarşaflar, çöp poşetleri içinde apartmanın boş bir dairesinde saklanıyor. Bir diğer kardeş Neriman kollarını deşerek kendine zarar veriyor. Ailenin oğlu Han ise geceleri çöp karıştırıyor ayrıca bir tür istifçilikten muzdarip. Evin gizli bir köşesinde eşya biriktiriyor, öfke kontrolü ile ilgili problemi olduğu da malum. Dizinin bir diğer karakteri, İnci’nin eski sevgilisi Uygar, alkolizm sorununu ekrana taşıyor.
Serdar Ortaç'ın efsanevi "Aşk bu kızıl ötesi, yaralı müzesi, hareket edemem..." dizelerinde adı geçen ve yıllardır ne olduğu tartışılan "yaralı müzesi" aha tam da bu apartman işte (Böylece bir gizem daha çözülmüş oldu). Ben merak edenlere dizinin sonunu söyleyeyim, ya belediye apartmanı çöp ev diye basacak ya da bu arkadaşlar metan gazı patlamasıyla dizi tarihine adını yazdıracak.
2. Şahsiyet
Türkiye’de alzheimer ana karakterli bir dizi olacak deseler kimse inanmazdı herhalde. Gerçi, Haluk Bilginer’e Uluslararası Emmy Ödülleri’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülü getiren diziyi bir alzheimer hikayesine indirgemek güç. Cinayetler, gazeteciler, çocuk istismarı üzerine kurulu dizinin omurgası oldukça güçlü. Unutmadan, diziyi izlerken gözünüz apartmanı bir yerden ısırabilir, evet o apartman Masumlar Apartmanı. Bir cenabetlik var bu apartmanda ben diyorum.
3. Galip Dervişi
Obsesif karakter olarak dizilerimize giren ilk kişiydi Galip Derviş. Monk dizisinn uyarlaması olan Galip Derviş’e Engin Günaydın can veriyordu. Galip’in mükemmel detaycılığı temizlik takıntısında kendini gösterirken bir yandan da cinayet araştırmalarında onu rakipsiz kılıyordu. Obsesif kompülsif bozukluk konusunda örnek görmek isteyenler eğlencelik bir alternatif arıyorsa Galip Derviş’i izleyebilir. Temizlik konusunda bir hayli “titiz” olan Galip, dedektiflik yaparken de tabii ortalığı birbirine katıyordu.
4. Kuzey Güney
Listeledikçe dizilerin bu rahatsızlıklar konusunda baya zengin bir çeşitliliğe sahip olduğunu görüyoruz. Kuzey Güney’de dizinin esas kızı Cemre kleptomani hastasıydı. Yani sürekli çalıyordu. Yemekte peçeteliği çaldığı sahneyi hatırlıyorum. Sonra evlendi, zenginliğin içinde mutsuz olunca daha da çok çalmaya başladı. İşte bu zenginlerin de dertleri bitmiyor dizilerde… Not düşmeden geçmeyelim, Kuzey’in de dizide açık seçik antisosyal kişilik örüntüleri gösterdiği aşikardı. Evet, örüntü...
5. Yaprak Dökümü
İzleyiciyi terapiye muhtaç hale getiren dizinin karakterleri de o yollardan geçti. Pembe paltosuyla depresyonun vücut bulmuş hali olan Leyla’yı unutmak mümkün mü? Ha, bu arada Leyla, terapistine her şeyi anlatıp rahatlarken bir yandan kadının kocasıyla ilişki yaşayıp terapiye son vermek zorunda kalmıştı. Terapi bölümlerini çok örnek almayın yani… Neyse, Yaprak Dökümü demişken tüm sorunlar vücudunda bir semptom veren hastalık hastası Hayriye Hanım’ı da unutmamak lazım. Siz en iyisi mi meşhur pembe palto sahnesini izleyin de gözünüz dram görsün.
6. Mucize Doktor
Otizm çerçevesinde yer alan savant sendromu yaşayan Ali, Mucize Doktor’un ta kendisi. Cerrahlıktaki üstün kabiliyetleriyle kendine hayran bıraksa da sosyal becerilerde sınıfta kalan Ali'nin maceralarını izleyerek savant sendromlu bir ana karakter nasıl olur görebilirsiniz. Göz teması kurmaması, sinirlendiğinde sallanması, tensel temastan uzak durması gibi belirgin özellikleri Ali’yi diğer insanlardan ayırıyor. Yer yer komik sahnelere yer veren dizi, Türkiye’de yıllardır kırılamayan reyting rekorunu geçen yıl egale etti ama şansına pandemi başlayınca hastane dizilerinin reytingi de düştü tabii…
7. Yeditepe İstanbul
Türk televizyon tarihinin en iyi dizisi nedir diye sorsalar şüphesiz yanıtım Yeditepe İstanbul olur. Dizide Günay Karacaoğlu’nun canlandırdığı Önem, kocası evlendikten henüz birkaç gün sonra yanında bıçaklanarak öldürülen aşırı bahtsız bir karakterdi. Sabaha dek eşinin cenazesiyle kalan Önem de o gün aklını bırakmıştı. Sürekli geçmişe dönerek o ana giden ve orada takılı kalan karakter, travmaya çok net bir örnekti. Sinir krizi geçirdiğinde “gelinim ben, daha güzel olmalıyım” diyerek kendine delicesine makyaj yapmaları, hamur işi yaparak zihnini oyalamaları trajik ve komik sahneleri de beraberinde getiriyordu.
Diziyi izleyenler bir karakterin daha listede olması gerektiğini söyler eminim, Yeditepe İstanbul’un bir diğer karakteri Ali... 80 darbesi döneminde gördüğü işkenceler sebebiyle akli dengesini yitiren karaktere Uğur Polat can veriyordu. Takvim yapraklarını bildiri dağıtıyorum diye havaya savurduğu sahne diziyi izleyen herkesin boğazını düğümlemiştir eminim.
8. Hayat Şarkısı
Ekranların en tatlı ve tehlikeli karakterlerinden biri de Hülya’ydı. Çevirdiği entrikalar, söylediği yalanlar, Kerim saplantısı ve göze aldığı risklerle “Allah düşmanımın başına vermesin” diyeceğimiz türden bir aşık olan Hülya’nin ne olacağı çocukluktan belliymiş. Tanısı yoktu ancak bir bilene sorduğumda, karakterin borderline savunmalarının yoğun olduğunu söylemişti. Siyah veya beyaz gibi net ayrımları, yalanları ve saplantısıyla ekranlarda “Sarı melek” fırtınaları estirdi. Eğer borderline savunmaları son derece aktif bir karakter var mı ekranda derseniz, Hayat Şarkısı’nı izlemelisiniz. Bak bu da çocukluğu:
9. İstanbullu Gelin
Dizide intikam için gelen karakter Adem, şiddet eğilimiyle ekrandaydı. Şiddetin aileden başlayıp nasıl çocuklara bulaştığının net göstergesiydi. Adem’in annesinde de panik atak rahatsızlığını izlemiştik. Kendisi, karısına şiddet uyguladıktan sonra terapi almayı kabul etmişti ve 50 bölüm boyunca gördüğümüz terapi sahneleriyle karakterin nasıl değiştiğine tanık olmuştuk. Terapi ne işe yarar, nasıl yol alınır, şiddet eğilimi olan bir karakter nasıl olur hepsi İstanbullu Gelin’de izlenebilir.
10. Uçurum
Televizyon tarihimizde ilk otizmli dizi karakterini canlandıran Enis Arıkan’dı. Hani şu pizza reklamlarına çıkan, kedisi ile poz veren… Henüz sosyal medya onu keşfetmemişken Uçurum dizisinde kendisi Kutlu karakteri ile sempati topluyordu. Dizinin kötü adamının zayıf noktası olan Kutlu, zorla fuhuşa sürüklenen kadınlardan birine aşıktı. Kutlu’nun varlığı otizm ile ilgili farkındalığın şimdikinden çok daha düşük olduğu bir dönem için büyük bir adımdı.
11. Kabuslar Evi - Hayal-i Cihan
Film serisi olduğu için diziler arasında yer verebileceğimiz Kabuslar Evi’nin Hayal-i Cihan bölümü insomniayı ele alıyordu. Çağan Irmak imzalı korku dizisi “iyi niyetli” ve dönemi için yenilikçi bir girişim sayılsa da pek de korkuttuğu söylenemezdi tabii. Ama izleyin, insomnia adlı uyku sorununun bir örneğini bu bölümde bulabilirsiniz. (Yalnız Okan Yalabık da Çetin Tekindor da baya gençmiş evet iç sesinize tercüman olayım)
12. Omuz Omuza
Vajinismus rahatsızlığı ile ilgili karakter izlemek isteyenleri Omuz Omuza dizisine davet ediyoruz. Dizi malumunuz baya eski, ilgili sahnelerin videosuna erişemedik ama Sevilay karakterinin hikayesini takip ederseniz sonu bebekle taçlanan serüvene vakıf olabilirsiniz.
13. Hekimoğlu
Meşhur House M.D. dizisinin uyarlaması olan Hekimoğlu buram buram narsisizm kokuyor. Burnundan kıl aldırmayan, asla hata yapmayan, zeki bir antikahraman olan Hekimoğlu’nun en çok izlenen sahnelerinden biriyle sizi başbaşa bırakıyorum. Hugh Laurie mi Timuçin Esen mi tartışmasını siz yaparsınız artık.
<
14. Bizim Hikaye
Shameless uyarlaması olan Bizim Hikaye alkolizme mükemmel bir örnek teşkil ediyor. Bizimkiler’in Cemil’inden sonra ekranın en sevimli sarhoşu ilan edebileceğimiz Fikri, sızdığı bir gecenin sabahında bir bakıyor Yunanistan’da uyanmış.
15. Kara Para Aşk
Kara Para Aşk’ta ana karakterlerden biri olan Aslı bipolar bozukluk taşıyordu. İlaçlarını almayı ihmal ettiği için de hikaye içinde sürekli ortalığı karıştırıyordu. Dizinin pek de sevilmeyen karakterleri arasında yer alan Aslı’nın yaptıklarının açıklamasının iki uçlu bozukluk olmadığı aşikardı tabii… Bildiğiniz kötüydü kadın!
16. Kurtlar Vadisi
Elini sallasan bir antisosyale çarpan Kurtlar Vadisi’ni konunun ansiklopedisi ilan edebiliriz. Racon kesmeyip kafa kesenlerin mermi tokuşturduğu dizinin videosunu paylaşıyorum ama örnek almayın çocuğum.
Terapistler Listesi de Kabarık
Psikolojik rahatsızlıkları listeledik, bu kadar psikolojik rahatsızlığın ele alındığı dizilerde bunları tedavi edecek uzmanlar da yok muydu? Olmaz mı, vardı elbette. Son zamanlarda Kırmızı Oda ekranda fırtınalar estirse de aslında başka psikiyatrist ve psikolog karakterler de gördük. Bundan 6-7 yıl evvel ünlü terapi dizisi In Treatment’ın Türkiye’ye uyarlanacağı gündeme gelmiş, sonra yayınlanacak kanal bulunamadığı haber olmuştu. Kırmızı Oda’nın bugünkü başarısının o yıllarda birçok kanal için ne kadar öngörülemez olduğunu buradan anlayabilirsiniz. Uyarlansa ne şahane olur sahi… Ben hatırlatayım, belki okuyan birinin aklına düşer. Yayınlanamayanları bir kenara alıp yayınlananlardan bahsedelim.
1. Evdeki Yabancı
Psikolojinin ülkemizde trend kazandığı ilk yıllarda, ekranların ilk psikolog ana karakterini Berna Laçin canlandırıyordu. Kendisinden oda isteyen erkeği herkese kocası olarak tanıtan tuhaf psikologu tanımak isterseniz tüm bölümleri Youtube’da var. 90’larda çocuk olanları yüzünü güldürecek jeneriği şuraya bırakalım:
2. Çocuklar Duymasın
Milleti psikolojik danışmanlık almaktan soğutan, niyet okuyan, yargı dağıtan ve yönlendiren psikolog Sinan Bey, Çocuklar Duymasın’da boy gösteriyordu. Seans sahneleri nasıl danışman olunmazın örneği olan diziye göz gezdirmek isterseniz buyurunuz.
3. Zalim İstanbul
Öyle bir psikolog karakteri yazdılar ki, dizideki her karakterden daha psikopattı. Valla Çocuklar Duymasın’ın Sinan Bey’inden bile daha kötü bir psikologtu Oya. Her şeyi bilen, her şeye müdahale eden, kişisel hırslarıyla mesleğini birbirine karıştırıp ortalıkta etik metik bırakmayan Oya, izleyenleri sinir krizinin eşiğine taşımasıyla adını diziler tarihine yazdırabilir.
4. İstanbullu Gelin
Tilbe Saran’ın canlandırdığı psikiyatist karakteri ekrana öyle bir damga vurdu ki diyalog üstüne kurulu uzun sahneler boyunca İstanbullu Gelin’de ekrana geldi. “Bizim izleyici dizi izlerken fasulye ayıklıyor diyaloglar uzun olmaz” diyen yapımcılara külahını ters giydiren aks, Adem’in adım adım iyileşmesini ekrana taşıdı. Youtube’da öyle çok izlendi ki, yapımcılara Kırmızı Oda için cesaret verdi.
5. Kırmızı Oda
Psikiyatrinin duayen isimlerinin panda gibi herkese sarıldığı için eleştirdiği en ünlü dizi psikiyatisti tabii ki Kırmızı Oda’da. Binnur Kaya’nın can verdiği karakter, sosyal medyada “İçinde ne kadar ……… biriktirmişsin” sözü ile capslere konu olsa ve o boş bırakılan yerler türlü esprilerle doldurulsa da iş başarılı mı? Ee, başarılı. İzleyici için de terapi gibi, ağlayıp ağlayıp içini döküyor insan. Yalnız terapist bazen o kadar arkadaş gibi davranıyor ki, cebinden çekirdek çıkarıp “anlat kız açılırsın” diyecek diye ödüm kopuyor.
(gizemkaboglu Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et