Ofis Çalışanları İçin: 4 Adımda Kolay ve Zevkli Mobbing Rehberi
Çok fazla mı çalışmanız gerekiyor? Sosyal hayatınız o kadar da renkli değil mi? Yine mi tek maçtan yattınız (yine mi Arsenal)? Damsız almıyorlar mı? Kimse sizi dam yapmıyor mu? Kuru yemiş tabağında herkes kajunun, Antep fıstığının, bademin dibine vururken size kala kala sarı leblebiler mi kalıyor? Tüm bu olumsuzluklar karşısında biraz eğlenmek sizin de hakkınız. O halde: Mobbing zamanı!
1. Kurbanımızı seçelim
Gerçekten eğlenceli bir mobbing için öncelikle mobbingi uygulayacağımız kişiyi iyi seçmeliyiz. Her şeyden önce bu kişi sizden bir şekilde üstün olmalı. Daha güzel veya yakışıklı olabilir, daha başarılı, daha zeki, daha iyi eğitimli ve hatta daha mutlu bir özel hayatı olabilir. Görüyorsunuz ki oldukça geniş bir yelpazeden seçim yapma şansımız var. Mobbing uygulanacak kişi pozisyon olarak sizin altınızda çalışan biriyse bu iş hem daha az riskli hem daha keyifli olacaktır.
İdeal Mobbing kurbanı (temsili resim). Genç, güzel, çalışkan, başarılı...
2. Doğru ekip başarıyı getirir
Kurbanımızı seçtikten sonra yandaşlarımızı toplayabiliriz. Kim mi bunlar? Tabii ki onu kıskanan, onun kötülüğünü isteyen ya da sadece size yaranmaya çalışan değerli çalışma arkadaşlarınız. Ancak ekibi oluştururken doğru nitelikleri olan insanları seçmek önemli. Unutmayın, sadece doğru ekip sizi zafere götürebilir ve o ekibin 3 temel öğesi vardır:
a. Dedikoducu
b. Çirkef
c. Patronun adamı
Takım ruhu...
İşe dedikoducu arkadaşla başlayalım. Bu arkadaş derhal mağdurumuz hakkında asılsız iddialar yaymaya başlasın. “Eski işinden istifa etmemiş, kovmuşlar bunu”, “CV’sinde yazan üniversiteden mezun değilmiş, Açıköğretim’den bitirmiş bölümü”, “2 yıl rehabilitasyon görmüş, hala ilaç kullanıyormuş”, gibi klasiklerden tutun, mağdur erkekse Justin Bieber dinlediği, kadınsa çekmecesinde traş köpüğü bulundurduğuna kadar sallayabildiği kadar sallasın. Böylelikle ofis kamuoyunu arkanıza alacaksınız.
3. Aksiyon zamanı
Hazırlıklarımızı tamamladık. O halde şimdi biraz eğlence, şimdi ona ofisi dar etme zamanı! Buyurun kolaydan zora doğru kurbanınıza oynayabileceğiniz birkaç küçük oyun:
- Döner sandalyesinin tek tekerini sökün de çok mühim bir şey düşünüyormuş gibi sandalyesinde firi firi sağa sola dönerken düşe yazsın, afallasın.
- Bilgisayarının üzerine dökeceğiniz bir miktar kahve ile o gün içerisinde en az birkaç saat tamamen işlevsiz kalmasını sağlayın. Bunu 2-3 günde bir tekrarlayın ve o çaresizce bilgisayarın kurumasını beklerken yanına gidip “Ağzınla iç şunu”, “bilen de içiyor bilmeyen de” şeklinde esprilerle iyice sinirini bozun.
- Cep telefonunun melodisini “Elvan Dalton” yapın, ilk toplantıda o telefonu çaldırın ve “ama benim adım elvan dalton ben gezerim balkon balkon…” ezgileri eşliğinde renginin aldan mora doğru bir spektrumda değişimini keyifle izleyin.
- Ofise onun adına ilginç ve anlamlı hediyeler gönderin. Önerilerimiz:
Erkekse: Mesir macunu, deodorant, bir çift çorap, çerçeveli ve imzalı Kıvanç Tatlıtuğ posteri
Kadınsa: Epilasyon cihazı, diş fırçası, imzalı Nihat Doğan albümü
Ortak: 1 kilo kıyma (tamam, bunun pek bir anlamı yok ama eğlenceli olabilir yine de…)
Bu kıvama getirene kadar kısık ateşte pişirin...
4. Son Darbe
Evet, onu kıvama getirdiniz, şimdi de dize getirme zamanı. “Çirkeflik” kartını oynayın. Yavaş yavaş sabrı tükenen mağdurumuz söylenmeye, şikâyet etmeye başlayacaktır. Ekibimizin çirkefi, bu noktada çıkıp ondan daha fazla söylenmeli, en bariz şekilde haklı olduğu konularda bile haksız iddia ederek onu bastırmalıdır. Unutmayın bir ofiste haklı veya haksız yoktur; bir ofiste daima daha fazla ve daha az çirkef olan vardır. Bu kontraataktan sonra mağdurumuzun tek umudu sizi patrona şikâyet etmektir ki bu noktada devreye “patronun adamı” girecek zaten. Bir süredir ofiste kaynayan kazandan en sonunda haberdar olan patron durumu ona soracak ve mağdurun tutunacak dalı kalmayacaktır.
- Anlat canım, dinliyorum...
Tebrikler, hem eğlenceli vakit geçirdiniz, hem de güzide serbest piyasamızın o tatlı rekabetinin tadına baktık. Şimdi, sizden güzel, sizden çalışkan ve zeki olan çalışma arkadaşınızın o çaresiz haline bakıp, şöyle demli bir çay içme zamanı…
(sömeşik Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et