Euro Muro Bana Koymaz Diyenler İçin: Sevgiliyle Yurt Dışı Tatili Yapma Rehberi...
Sevgiliyle birlikte tatile gitmek, bir ilişkinin vermesi gereken en önemli sınavlardan biri. O tatili yurt dışında yapmaksa sınavların en büyüğü, en zorlusu, en "tamam mı devam mı"sı...
Neden? Çünkü tatil boyunca atsan atılmaz, satsan satılmaz olan manitaya mecburen razı geliyorsun ve sürekli beraber olmaya, her adımda yan yana durmaya alışmak durumunda kalıyorsun. Ayrıca manitayı tanımanın en iyi yolu da bu tatiller. Dağınık mı, başka kadınlara / erkeklere ilgisi ne kadar, kavga sonrası seninle aynı yatakta yatıyor mu, seni bırakıp eğlenmeye gidiyor mu, sen rahatsızlanırsan ne yapıyor, uzun süre yan yana olmak size ne hissettiriyor sorularının cevabını buluyorsunuz. Yurt dışında ayrılmayan çiftler ülkelerinde de öyle kolay kolay ayrılmıyorlar.
Neyse pasaport-vize ve yeterli miktarda döviziniz falan hazırsa size yurt dışı tatilinden hala bir çift olarak dönmeniz (ya da duruma göre, memlekete ayak basar basmaz arkanıza bile bakmadan kaçmanız) için işinize yarayacak bir takım hayati bilgiler vereceğiz. Kemerlerinizi bağlayın, kabin krüv kros disarm end kros çek...
1. Yol yorgunluğu ve hava değişimi gazları
Hayalinizdeki ülkeye ya da paranızın yettiği yere gittiniz. Odanıza yerleştiniz ve şöyle bir yatağa uzandınız. Fakat o da ne? Mideniz şiş, karnınız da bir taş oturuyor. Sindirim sisteminizin bittiği yerde bir yanma, bir açılıp kapanma isteği. Tuvalete gitseniz, odanın içerisine konuşlandığı için tüm sesler manita tarafından duyulacak. İşte tam bu durumlar içinde yapmanız gereken, tuvalet konusunda sizden önce davranan manitayı ‘ben biraz oteli gezeyim’ diyerekten odada yalnız bırakmak. Ki anlasın ve bir dahaki tuvalet turunuzda o da odadan çıkarak sizi tüm kötülüğünüzü giderlere boşaltırken yalnız bıraksın.
Unutmayın, tuvalet sizin bu tatil boyunca tek başınıza kalıp nefes alabileceğiniz tek yer.
'Balayı Suiti' istediğinize göre bir takım riskleri de göze aldınız demektir... Taharet musluğu da yok bu arada, evet...
2. Manitanın elini bırakamama ve topraklama
Yaban ellerde içinize bilinçaltından bir şey yerleşir ve manitanın elini bir türlü bırakamazsınız. Ömrü hayatınızda kimsenin elini o kadar çok tutmamışsınızdır. Kaybolur da buluşamazsınız, birisi gelir salça olur da durduk yere ya kavga edersiniz ya da ülkenizde olmadığınız için susup gavat durumuna düşersiniz falan diye o eller hep tutulur. Bir yerde oturuyorsunuzdur, ortamda ki diğer hemcinsleriniz manitanıza bakar ve siz hemen yine sevdiceğinize sarılır, yalandan bi tarafını öper ya da elini tutarsınız. İşte bu topraklama yaparak manitanızdan elektrik almalarını önlemektir. Emin olun ki tatil boyunca yaptığınız en doğru şeydir. Aferindir.
''Bitanem aman düşme'' telaşesi bir yandan ''Şerefsiz gondolcu da gözünü ayırmadı ha'' derdi bir yandan...
3. Arada odadan çıksanız?
Manitayla tatil pek çok kişi için seks demektir. Büyük ihtimalle sizin için de öyle ama ne yapın edin tatili sadece seks olarak gördüğünüzü manitanıza çaktırmayın.
- Sevgilim, kahvaltıya inelim mi ?
+ sevişelim.
- Aşkım, şu meşhur pizzacıya gidelim mi ?
+ Yiyip dönelim. sevişelim.
- Aşkım meydana çıkalım mı ?
+ Çıkmadan sevişelim.
- Aşkım duşa giriyorum ben.
+ Beraber girelim.
- Aşkım uyuyalım mı ?
+ Sevişmeden uyumayalım.
Lan bi dur! Her şeyin bir yeri bir zamanı var. Madem çok sevişesin vardı, ne diye onca masraf edip Euro'ları saçtınız? Oturup evinizde ya da yurt içindeki uygun bir otelimizde yapaydınız bunu da boşuna masraf etmeyeydiniz? Zaten turizm kan ağlıyor, döviz almış başını gitmiş. Hayret bi olay ya...
"Sen bi 5 dakka dinlen, ben maillerime bakıyım o sırada. Sonra devam ederiz..."
4. İş bölümü paylaşımı
Manitayla gezilecek yerleri ve yemek yenecek yerleri paylaşırsınız. Erkekler çoğunlukla yemek mekanlarını seçer ki hem hesap girmesin hem de manitaya uyup Türk damak zevkine aykırı antin kuntin tatlar denenmek ve pişman olunmak zorunda kalınmasın.
Kadınlar da gezilecek yerleri seçerler ki tatil boşa çıkmasın, sanat ve kültür alanları keşfedilsin. Sosyal medya hesaplarından güzel ve vay anasını kareler paylaşılabilsin. Burada dikkat etmeniz gereken bu iş bölümünü doğru yapmak ve herkesin kendi sınırları içinde kaldığından emin olmaktır. Yoksa koca tatilden hiçbir yeri görmeden ve antin kuntin yemeklere elde avuçta ne varsa vererek dönersiniz. Bozulan mideniz de yanınıza kar kalır...
Instagram'lık fotoğraf çekerken lütfen etrafınızdaki henüz yeterince sevişmemiş çiftlere dikkat edin...
5. Yalan söyleme sanatı
Farz edelim ki Prag’dasınız. Malum oraların hatunları... Neyse anlatıp da moral bozmayalım şimdi. Manita sordu ‘aşkım sence kızlar nasıl?’ Hemen bok atın arkadaşlar. Asla teklemeyin bile. ‘Çok beyazlar ya bu ne, ruh gibi? Dev anaları aşkım bu kızlar sen daha güzelsin’ falan deyin. Ya da İtalya’dasınız ve erkekleri yıkılıyor. Manitanız sormadan ‘ayy bu muymuş İtalyan erkekleri, bak bak tipe bak, bunlardan 512T otobüsünde dolu var’ falan diye sallayın. Ayrıca gittiğiniz bar-club tarzı mekanlar aşırı derecede "taş" insan evladı barındırıyorsa o da tehlikeli. Orada kaşınıza gözünüze dikkat edin. Yok edemeyecek gibiyseniz en iyisi siz sanat galerisi müze falan gezin. Riske girmeyin...
"Yok bitanem ya... İnmeyelim bence otelin saunasına..."
6. Sürekli birbirine maruz kalma gerilimi
Gezdik, gördük, yedik, içtik ve hevesimizi aldık ama hala geri dönüş için bir kaç günümüz var. Sürekli manitayla el ele, ten tene olmak, nefes alamamak, rahat rahat osuramamak canımızı sıkmaya ve bizi germeye başladı. Bakın bu durum net olarak yaşanacak. 2 günden uzun seyahatlerde kesinlikle olan şey bu. Biliyoruz da anlatıyoruz! O yüzden seyahat uzayacak gibiyse arada birbirinize biraz serbest zamanlar yaratın. Ne biliym biri odadayken öteki gitsin otelin bir yerlerinde takılsın falan en azından. Birbirinizden tiksinip de dönmeyin tatilden...
- İlk 3 gün biz de destekledik...
(bunick10harf Brüksel'den bildirdi)
facebook'ta Paylaş twitter'a yolla Allah'a havale et